2. Bölüm

950 54 10
                                    

İskelede siyah kıyafetlerimle otururken annemin cenazesinde mum yakmanın ne kadar zor olduğunu düşünüyordum. Bunu asla yapamayacağımı sanmıştım ama yapmıştım. Yanımda herkes çok üzüldüğünü söyleyip beni destekler şekilde konuşmaya çalışıyordu ama arkalarını döndükleri anda "Uchiha kaderi..." diye başlayan cümleler kuruyorlardı.

Bana acıyorlardı ve buna izin vermeyecektim. Bir daha ağlamayacaktım. Ben Uchiha Sarada'ydım. Sakura'nın kızı Uchiha Sarada. Bunun bilincinde yaşamalıydım.

İskelede gölü seyrederken bundan bir hafta öncesini düşünüyordum. Tek derdim babamın gelmiyor oluşuydu. Annemin önemini fark edememiştim. Onu kırmıştım.

Bunları düşünmemek için derin bir nefes aldım. Güçlenmeliydim. Bunlar beni geri çekmemeliydi. İleri sürüklemeliydi.

Arkadan bir ses duyduğumda başımı o tarafa doğru çevirdim. Boruto cenaze kıyafetleri içersinde iskelenin arkasındaki tepeden yürüyordu. Onun açık mavi irisleriyle benim siyah irislerim kesişince ne yapması gerektiğini düşünen bir ifadeye büründü ve saniyelik göz kontağımızı ayırıp önüne döndü. Başını yere eğip yavaş adımlarla ilerledi.

Yalnız kalmak isteyeceğimi düşünmüştü ama yalnız kalmak istemiyordum. Yanıma gelip konuşmasını istiyordum. Her şey düzelecek demesini istiyordum.
Bunu diyebilecek bir kişi bile kalmamıştı artık. Tamamen dipsiz karanlığa düşmüştüm.

Bakışlarımı yeniden suya çevirdim. Belki de güçlü olmam için yalnız olmam gerekirdi. Kaybedecek bir şeyimin olmaması beni güçlendirecekti belki de.
Yanımda hissettiğim beden ile başımı yavaşça sağıma çevirdim. Sarı saçları ve mavi gözleriyle üzgün bir şekilde bana bakan yedinciyi görünce ona sarılıp hıçkırarak ağlamak istediğimi fark ettim. Bu yanlıştı. Kararımı vermiştim. Artık ağlamayacak ve güçlü olacaktım.

"Sakura... çok güçlü bir shinobiydi. Annenle gurur duymalısın. Savaşarak öldü. " diye konuştu kısık sesiyle. Cümleleri zor kuruyordu. Onun takım arkadaşıydı eskiden. Bu yüzden çok üzüldüğünü anlıyordum.

"Şu an üzgünsün, kızgınsın ve belki de intikam istiyorsun. " diyerek nazikçe konuştu.
"Her insan yaptığı günahın bedelini ödemeli ama bunu nasıl ödettiğin o kişinin nasıl ödediğinden daha önemli. Konaha köyünün shinobisi Uchiha Sarada olarak bunu yapmalısın. " diyip acı içinde gülümsedi.

Beklediğim bir konuşma değildi. Daha çok üzülmemem gerektiğini, annemin beni izlediğini söyleyeceğini düşünüyordum.

"Ben doğduğumda annem ve babam ölmüştü. Yalnızdım. Sasuke de öyleydi. Onunla anlaşabileceğimizi düşünmüş sonra ise onu kendime rakip seçmiştim. İnsanlar beni kabullensin diye hokage olmak istemiştim. Ve şu an buradayım. Artık yalnız değilim. Ve sakın unutma sen de yalnız değilsin. "

Diyip sargılı eli ile saçlarımı karıştırdı. Ve benim bir şey dememi beklemeden ayağa kalkıp yürümeye başladı. Pelerini izlerken yapmam gerken şeyi biliyordum. Hokage olmak istemiştim ve olacaktım. Annemin bununla gurur duyacağını biliyordum. Onun beni takdir edeceği hareketleri yapacaktım. Konaha köyünün shinobisi Uchiha Sarada olacaktım.

Evin kapısından içeri girdiğimde babam sırtını duvara yaslamış bir şekilde duruyordu. Beni bekliyordu sanırsam.

Geldiğimi anlayınca bana dönüp konuşmak için bir süre bekledi.

"Başka yere taşınabiliriz. Burası sana acı hatırlatıcaktır sadece. " diyerek tek düze bir ses tonuyla konuştu.

Kafamı olumsuz manasında iki yana salladım.
"Burada kalmak istiyorum. Annemin taksitlerini ödemek için uğraştığı ve her köşesinde beraber anımızın olduğu bu evden ayrılamam. " diyerek ben de onun gibi tek düze ses tonuyla cevap verdim.
Yanıma gelip dizlerinin üzerine eğildiğinde şaşırmıştım. Boylarımız aynı seviyeye gelince eliyle başımı tutup alınlarımızı bir birine yasladı. Gözlerini kapatarak yaptığı bu harekete şaşkınlıkla açılan gözlerimle karşılık vermiştim. Bu onun üzgünüm ve yanındayım deme şekliydi. O geri çekilince ne demem gerektiğini bilmiyordum. Ona kızgındım ama acı çektiğini artık görebiliyordum.

"Yine gidecek misin?" Diye fısıldadım güçlükle.
O ise ayağa kalkmış ve buruk bir gülümseme eşliğinde "Eskisinden daha kısa sürecek. Söz veriyorum. " demişti.

Gidicekti. Beni yalnız bırakacaktı. Yanımda olduğunu hissettirse de yine ardında bırakıp gidiyordu.

"Umarım geri döndüğünde Uchiha amblemi olan boş bir evle karşılaşmazsın. " Dedim. Bu cümleler sonrası gözlerinden geçen anlık karartının ardından
"Senin ne kadar güçlü olduğunu biliyorum. Eve döndüğümde beni affetmeyen bir Sarada'yı göreceğimden eminim. " Diyerek cevap verdi. Onu affetmeyeceğimi biliyordu ama yine de gidiyordu. Neden diye sorsam da cevap vermeyeceğini biliyordum. Görev diyecekti.

Bu konuşmayı daha fazla uzatmanın bir anlamı yoktu. O yüzden yanından geçip odama ilerledim. Tamamen sahip olamadığım bir babaydı ve bu hiç değişmeyecekti. Her zaman yarımdı.

DevrimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin