"Burada olduğunda emin misin?" Sorusunu soran Shinki'ye baktığımda yüzündeki şüpheli ifade yerini koruyordu."Evet, burası akıl sağlığını kaybeden mahkumların tutulduğu yer."
"Ve senin planın onu oradan çıkarmak." Derken kaşlarını kaldırmıştı onay almak ister gibi.
"Evet, gerçekten delirip delirmediğini öğrenmek istiyorum."
"Sarada," kısa bir nefes sesi duyduğumdan ardından "Kamplar insanı delirtebilecek yerlerdi. Şu an direnen kimsenin olmama sebebi o kampları tatmış olmaları." diye konuşmaya devam etmişti Shinki.
"Biliyorum, yani daha doğrusu tahmin edebiliyorum ama delirmemiş olma ihtimali de var. Hepsi yeni ayaklanma için bekleme numarası da olabilir."
"Bunu sen düşündüğün gibi onlar da düşünmüştür." Diyerek sırtını duvara yasladı Shinki.
"Evet, o yüzden seni yanımda getirdim zaten. Onu koruyorlardır, herkesten çok koruyorlardır. En tehlikelinin o olduğunu biliyorlar."
Shinki çenesini kaşıyıp yeşil gözlerini açıp kapattıktan sonra dün gece ona anlattığım planı tekrar düşünüyor gibiydi.
"Onu aldık diyelim, bunun bir kalkışma olacağını anlayacaklar ve daha zor durumda kalacağız. İlk hamlemiz cidden burası ve en çok korunan gözde kişiyi kaçırmak mı olacak?"
"Evet, onlar bizi korkuyla bastırıyor Shinki. Sen, ben, diğerleri hangimiz güçsüzdük? Ama hepimiz yenilgiyi kabullendik çünkü korkuyu tüm damarlarımıza enjekte ettiler."
Himawari'nin elimi tutmasıyla odağım ona kayarken kelimelerden birinin onu korkuttuğunu düşündüm. En büyük ve giderek daha da büyüyen öfkem Himawari'ye olanlar yüzündendi. İnsan en azından Hima'yı aramalıydı, bu kadar acımasız olmamalıydı.
"Bizi de bastırmak için çok sert savaşacaklar."
"Bu hamlenin halka nasıl bir tesir oluşturacağını bilmiyorlar. O yüzden kamuoyuna açmayacaklardır, gizliden bizi bulmaya çalışırlarken altın ekibi de tanıyacağız böylelikle."
"Sen açık bir savaş istiyorsun Uchiha. Anladım."
Başımı onaylar gibi salladığımda "Benimle misin?" Diye de sordum.
"Her zaman."
Mavi eski yüz sembollerinden olan maskeyi yüzüne geçirdiğinde ben de kızıl renktekini takmıştım. Bizleri görsünler istiyordum, birilerinin karşı çıktığını bilsinler istiyordum.
Ve ardından Himawari'nin çıkamayacağı, kimsenin de onu göremeyeceği bu mağara vari duvar arasından çıktığımızda tellerle örülü büyük binaya ilerledik. Chakramı serbest bırakıp binanın duvarlarından yukarı doğru hızla koştuğumda damarlarındaki akan kanı hissediyordum. Uzun zaman sonra ilk kez bir işe yarıyor gibiydim. İlk kez o kolye göğsüme ağırlık yapmıyordu.
Tel şeritlerden de hızlıca geçtiğimizde güvenlik kameralarının yerini fark ettiğim için elimle onları işaret ettim Shinki'ye. Sharinganı kullanmayalı uzun zaman olmuştu ama onlarca acıyı ve kanı görmüş sharinganım güç kaybetmemişti, aksine güçlenmişti.
Muhafızları ve kameraları atlatarak bahçe kısmından geçmek kolay kısımdı. Zor olan binaya girdikten sonra nasıl bulacağımız ve üstümüzde bir açıklık olmadığı için yakalanırsak nasıl kaçacağımızdı.
Konuşmamızı önceden yaptığımız için ve ayrılmanın bizi güçsüz düşüreceğinde mutabık olduğumuz için hızlıca ilerledik binada. Tanıdık chakralar hissetsem de kim olduklarını diyemezdim sadece nerede olduklarını söyleyebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devrim
Fanfiction•Sarada ve Boruto'nun birbirinin dipsiz yalnızlığındaki yıldızı olma hikayesi.• |"Birinin gerçek gücünü görmek istiyorsanız ona en büyük acıyı çektirmelisiniz. Acılar bizi güçlü kılar. "| |12.06.2017|