10. Bölüm

447 34 30
                                    

Hikayeyi okuyan tek bir kişinin kaldığını sanmıyorum ama bitirmeden bırakamayacağım bir kurgu. Eğer hala okuyan varsa çok teşekkürler.

Olayları içinde yaşarken adapte olmak kolaydı. Dışarıdan baktığında ise bu kadar şeye nasıl dayanabildim diyordum sadece. Annemi gözlerimin önünde kaybetmiş, babamı hiçbir zaman hissedememiş, Shinki'yle beraber seçildiğimizi öğrenmiş ve kullanacağım bir şey bedenime verilmişti. Bunun yanında Boruto ise annesini kaybetmişti ve tek kaybettiği annesi değildi: umutları, neşesi, sevgisi, hayalleri... hepsini kaybetmişti.

Shinki ile konuşmak ve doğru olanı ona aktararak kaybettiğimiz ebeveynlerimize yakışır yaşamak kolaydı. Fakat Boruto ise bana karşı ördüğü duvarını her geçen gün kalınlaştırırken açık mavi gözlerindeki ışık soluyordu. Onu kaybediyordum, bunu kabullenmek istemesem de olan buydu.

Artık neşesinin çekildiği Konaha sokaklarında yürürken boğucu atmosferin herkesin ruhuna sızdığını anlamıştım. Hinata-san kendini köy için feda edince, kendi ruhuyla beraber neşeyi de götürmüştü. Böyle bir acının altında insanlar mutlu olamıyordu. Her şey çok tazeydi. Bu kadar art arda kayıp vermek, savaştan çıkan ve barış ortamını sağladığını söyleyen köy için çok fazlaydı.

Yürüyüşüm köşeyi dönen sarışını görmemle hızlanmış ve siyah ceketli çocuğa yetişmek için kolumu uzatmıştım. Hissettiği dokunuşla bana dönen Boruto, duygusuz gözleriyle yüzümü inceledi.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordum anında. Ondan yayılan enerji beni tedirgin ediyordu. Renkli chakrasına siyah mürekkep damlamıştı bir kere.

"Seni ilgilendirmez. "

Aldığım cevaptan sonra kaşlarımı çattım. Biz takımdık ve her şeyden önce yakındık.

"İlgilendirir. " dedim dişlerimi sıkarak.

"Kim olarak?" diyip alaycı bir ifadeyle başını hafifçe omzuna doğru eğdi.

"Yedinci takımın bir üyesi olarak, yakın bir arkadaşın olarak, Uchiha Sarada olarak. "

Dediğimden sonra nefes verir bir şekilde gülüp başını iki yana doğru salladı.

"Takım, arkadaşlar, ailelerimiz falan artık umrumda mı sanıyorsun Sarada? Her şey çok iyiymiş gibi devam edemiyorum ben. Bir katil varken bu köyde, senin gibi hayallere dalamıyorum. Eskisi gibi olma derdim yok. "

Katil olarak gördüğü babası onun için, hepimiz için ölümü göze alacak biriydi. Aynı annesi gibi. Acısı taze diyerek bazı şeyleri düşünmesine izin verirken artık dönülmez yola girdiğini anlamıştım.

"Mantıklı düşünemiyorsun. " dediğimde geriye doğru adım atarak benden uzaklaştı.

"Bana yaklaşma. " dedikten sonra ise arkasından gitmeme izin vermeden kayboldu.

Omuzlarım düşerken geldiğim yolu gerisin geri yürümeye başladım. Hokage olmak istiyorsam önce çevremi korumalıydım oysa ben korunmaya muhtaç gibi davranıyordum sadece.

Havadaki is kokusu beni rahatsız edince gözlerim berrak olmasını beklediğim gökyüzüne çevrildi. Siyah bir dumandan oluşan spiral gökyüzünde oluşurken bir facianın daha geldiğini anlamıştım. Kelebek etkisi gibi baştaki küçük darbe şiddetlenerek artıyordu. İvmeli gidiş önlenemez sonuçları doğruyordu.

Spirali büyüyerek gökyüzünü gri ve siyaha boyaması ardından sharinganımı aktifleştirip çevreme bakındım. Farklı chakraları hissetmek için daha çok odaklanırken shinobi olmayan halkın korku içinde evlerine geçtiğini duyabiliyordum.

DevrimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin