Beynimde karışan insan ve müzik sesleri başımın dönmesine neden olurken, içtiğim içkilerle gözlerimde aynı zamanda kararmaya ve kendimden iyice geçmeye başlamıştım.
Dansla bütünleşen bedenim ve önüme iyice yapışmış bedeni umursamadan yerimde zıplamaya devam ediyordum. Uzun zaman geçmişti ve artık şarkıya, ben de o detone sesimle eşlik etmeye başlıyordum. İnsanlar yavaş yavaş salonu doldurmaya başladığında buranın da diğer barlar gibi olduğunu bilmek, hayal kırıklığına uğramama neden olmuştu.
Bu saçma düşüncelerle dans etmeye devam ederken önüme kendini gittikçe daha çok bastıran ve bende hiçbir etki yaratmayan Bayan Sunny de kendi yüzünü göstermişti. Tek amacı benimle yatmak olduğunu anlamam zamanımı alsa da, anlamıştım sonunda.
"Seni aptal!" tam arkamdan duyduğum fakat gerçekliğini sorguladığım ses, sarhoşluğuma etki etmediğinde dans etmeye devam ediyordum.
Fakat aniden geriye doğru çekilmemle, neye uğradığıma şaşırırken sendelemiştim. Bana sürtünen beden de geriye doğru gitmemle kalabalığın içinde yere düşmüştü.
Oldukça şaşkın bir ifadeyle arkamı döndüğümde, gözlerimi kısıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Sarhoşluğumun verdiği sersemlik yüzünden ne döndüğünü çözemiyordum bir türlü.
Fakat yanımdaki direğe tutunup önüme dikkatlice baktığımda, beyaz şapkalı bedeni görmem daha çok şaşırmama neden olmuştu.
Yoongi hyung?
"Hy-hyung?" kafamın karışmasıyla beraber yüzümde buruşurken kolumdan tutulup çekilmemle beraber öne savrulmuş ve bardan sürüklenerek çıkmıştım.
"Ne yaptığını sanıyorsun lan sen? İkinize de zaman tanı diye barlarda sürtün mü dedim ben sana?!" sarhoşluğun verdiği sersemlikle sendelerken, sırtımın duvara çarpmasıyla üzerime doğru parmağını sallamıştı Yoongi hyung.
"Bu kadar mı senin sevgin, ha?! Seviyorum diye sürünmüyor muydun daha bu sabah?!" neden bu kadar sinirli olduğunu sorgularken, gerçeklerin yüzüme tokat gibi çarpmasıyla kendime gelmiştim sanırım.
"Ben.. Sadece biraz kafa dağıtmak istedim. B-başka bir amacım yoktu hyung.." üzgün köpek bakışlarımı ona yolladığımda derin bir nefes alıp saçlarını eliyle geriye doğru taradı. Ardından soğuk bakışlarını bana yolayıp, sığındığım duvarda iyice küçülmeme neden oldu.
"Sen öküz gibi sarhoş olurken o kadın seni yatağa atacaktı ulan! Ben olmasaydım şimdi yatakta onunla olacak ve sabah kalktığında, bunun pişmanlığıyla kendini yiyip bitirecektin!" duyduğum şeylerle anca kendime gelebilmiştim. Haklıydı. O kadınla olup da bunun pişmanlığıyla ne yapardım ben?
"B-ben özür dilerim."
"Benden niye özür diliyorsun salak herif? Sadece dikkatli ol diye gerçekleri söylüyorum sana. Yoksa beş yaşındaki beyninle neler yaparsın kim bilir?!" elimi gözlerime getirip ovmaya başladığımda gözlerimin dolduğunu fark etmiştim.
"B-ben onu hala seviyorum hyung.." çatallaşmış sesimle fısıldamıştım. Gecenin karanlığını süsleyen tek şey, Yoongi hyungun aldığı sık nefesler ve benim hıçkırıklarım olmuştu.
"Biliyorum, çok iyi farkındayım bunun." iç çekip karşılık verdiğinde elini omzuma atıp beni arabasına doğru götürmeye başlamıştı. Fakat aklıma gelen şeyle yerinde durup burnumu çektim.
"Bayan Sunny içeride kaldı. Onu da alsay-"
"O başkasına göt verir, boşver o kaltağı." ayakta duramayan bedenimi, hemen yanımızdaki arabanın koltuğuna attığında uzanmış ve gözlerimi kapatmıştım. Gözlerimi kapatmamla gözyaşlarım yüzünden kayıp giderken, yine onun yüzü göründü önümde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sexy Photographer °jikook
Fanfic❝ Jeon Jungkook, kameralara aşıktı, Park Jimin'i görene kadar. ❞