7.

294 27 66
                                    

Jessicagrey: seni taniyor muyum?

Jessicagrey: dun geceki adamlardan biri falan misin?

Ders zilinin okul koridorlarında dolanışıyla birlikte ciğerlerimi havayla doldurup kızlar tuvaletinden çıktım. Dersliklerine gitmek için aceleyle yürüyen öğrenciler hiç kimseyi umursamadan adımlarını hızlandırıyorlardı.

Anonim bu kalabalığın arasından biri olabilir miydi?

Olabilirdi ama bunu kanıtlamadan kimseyi suçlayamazdım.

Anonim: bilmem

Anonim: umarım beni tanımıyorsundur

Anonim: hayatına aldığın her insan buna sonradan pişman oluyor

Dişlerimi, neredeyse çenemi kırabilecek kadar sertçe sıkmıştım bu söyledikleriyle birlikte. Ona inanmıyordum, resmen psikolojimi alt üst etmek için elinden geleni yapıyordu.

Jessicagrey: Görüldü.✔ (09:01)

Telefonu ceketimin cebine tekrardan yerleştirip, sağa ve sola doğru uzayan koridora boydan boya baktım. Derse girmek istemiyordum, bir saat boyunca hiç durmadan konuşan birinin sesini dinlemek şu anda katlanılabilirliğin yanından bile geçemezdi benim için. Ama çekip gidemezdim de. Son sınıfta, ikinci dönemin başındaydım ve devamsızlık yapma hakkım artık bitmişti. Mezun olmama sadece birkaç ay kalmışken de yıllarımı verdiğim bu okulun bir hiçe dönüşmesini istemezdim.

Sırt çantamın askılarına parmaklarımı geçirir, sınıfa doğru ilerlemeye başlarken alt sınıftan bir kızın bana yaklaştığını fark ettim. Herkes tarafından tanınırdı ve yapılan bütün etkinliklerin baştacıydı bu kız ama adı bir türlü aklıma gelememişti o an.

"Jessica?" diye seslendi, yanıma varmasına birkaç adım kala. "Allison için çok üzgünüm."

Onunla şimdiye kadar muhabbetimizin olduğunu bile hatırlamıyordum fakat cümlesini bitirir bitirmez kollarını omuzlarıma dolayıp bana sarılmıştı. "İyisin, değil mi? Tanrım... en yakın arkadaşımın öldürüldüğünün düşüncesi bile beni korkutuyor."

Ağlama hissinin zihnimde taşkınlıklar yaratarak aniden ortaya çıkışıyla birlikte, gözlerimin yaşlarla dolduğunu ve burnumun ucunun sızladığını duyumsuyordum. Boğazım düğümlendi, söylediklerine tek bir cevap dahi veremedim.

"Özür dilerim..." Geri çekildi, yüzünde mahcup bir ifade vardı. "Bunu söylememem gerekiyordu."

"Sorun değil."

"Baksana, şimdi Allison için düzenlediğimiz anma törenine gelir misin?" diye sordu, burukluktan kırılan hoş ve şefkatli gülüşünü dudaklarına ekleyerek. "Konferans salonunda olacak. Onun en yakını sendin. Orada bulunman gerektiğini düşündüm."

Derin bir nefes aldım ve her ne kadar içim kıyılıyor olsa bile teklifini kabul edercesine kafamı salladım. "Olur."

Cebimde birkaç kez titremiş olan telefonumu umursamamıştım. Belki de onu yok saysam peşimi bırakırdı. Allison gerçekten ölmüş olsa bile, onu benim öldürdüğüme katiyen inanmıyordum.

İsmini hatırlayamadığım kızla birlikte konferans salonuna girdiğimizde, yukarıdan aşağıya doğru dizilmiş üç blok koltukların baştan aşağıya dolu olduğunu gördüm. Allison'ın bu kadar seveni var mıydı? Yoktu. Bu insanların hepsi daha fazla dedikodu malzemesi toplamak ve dersten yırtmak için buraya doluşmuşlardı ve ben hepsinden tiksiniyordum.

Ortada rastgele bir yerlere oturdum. Işıklar söndüğünde ve karşıdaki sahneye yerleştirilmiş beyaz perde okul görevlilerinden biri tarafından aşağıya doğru indirildiğinde, projeksiyon aletinin ışığı üzerine yansımıştı.

"ALLISON SHEPARD ANISINA"

Konferans salonunun içinde duygusal bir melodi yükselmeye başladığında, Allison'ın küçüklüğünden itibaren çekilmiş fotoğrafları karşıda şerit halinde geçiyordu. Bebekken, çocukken, okula ilk başladığında ve ardından bütün genç kızlık dönemi, sadece bir gün önce öldürülmüş olan arkadaşımın on sekiz yıllık hayatının gözlerimizin önünden kayıp gidişi, kısa ömrünün ölümle taçlandırışı, yüzüme okkalı bir tokat gibi çarpmıştı.

Ceketimdeki telefon ısrarlı titreyişlerini sürdürdüğünde derin bir nefes verip gelen mesaja bakmak için elimi cebime attım. Ekran parlaklığı sonuna kadar kısıktı ve telefonumun ekranı da küçük olduğundan dolayı bir başkasının dikizleme ihtimali yoktu.

Anonim: güzel gösteri

Anonim: ama daha güzel de olabilirdi :)

Jessicagrey: aptalca bir sey yapma sakin lutfen

Anonim: kime göre aptalca olduğu tartışılır güzelim

Anonim: ekrandan gözlerini ayırma

Anonim: şaheserinin tadını çıkar

Allison'ın fotoğrafları hâlâ perdede geçip giderken, müziğin durduğunu duydum. Telefonu bırakmasam da ekran kilidini kapatmış, gözlerimi karşıya dikmiştim. Kalbim korkuyla tekmeler savuruyordu göğsümün içinde, adrenalin hormonlarımın birdenbire arşa kalkmasıyla birlikte bu konferans salonunu koşarak terk etme isteğiyle doldum.

Birkaç dakika sonra ise Allison'ın fotoğrafları tamamen bittiğinde, ekranda bir video oynatılmaya başlandı.

Bu Sawyer'dı.

Yanındaki de bendim.

Orada, ona ait olan yatak odasında birlikte oluyorduk. Birbirine karışan seslerimiz konferans salonunu baştan aşağıya inletti; her şey açıkça ortada, okulun bütün öğrencilerinin karşısında sergi halindeydi.

Anonim: bu sadece bi başlangıç

Anonim: yeni hayatına merhaba de, benim güzel, küçük katilim

B L U E B O N E S

HeartbeatsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin