14.

217 18 34
                                    

Okul kapısından içeriye girdiğimde, herkesin gözleri üzerimdeydi. Bütün öğrencilerin dün Allison'ın anma töreninde yayınlanan görüntüleri konuştuklarını biliyordum. Fısıldaşmalar duyuyordum ve bu çoğunlukla sadece benim hakkımdaydı. Videoda benimle birlikte olan Sawyer'ın adı bile geçmiyordu.

Bu durumu anlamaktan ciddi anlamda zorlandım ilk başta. Neden kadınlar bu derece baskı altındaydı? Erkekler, ergenliğe girdiğinde çoğu zaman kolayca cinsel birliktelik kurabilir, kuramazsa da reşit olduğu zaman bir geneleve giderek işini görebilir ve tuhaf bir şekilde diğer insanlar tarafından tebrik edilir, işin makarası yapılırdı. Herhangi bir ortamda bir erkek önceki gece birlikte olduğu kadını rahatça arkadaşlarına anlatır, altımda nasıl kıvrandı bir bilseniz, diyerek kendini övebilirdi. Ancak aynı şeyleri bir kadın yapsa, muhtemelen yargılanır, dışlanır ve etiketlenirdi; buna emindim.

Elbette genelleme yapmıyordum. Etrafta gayet beyefendi adamlar da vardı; kendisine de karşısındakine de değer veren. Cömertlik, naziklik ve kibarlık aslında olması gereken bir şeyken bunu zamanla kılıbıklık ve hanımcılık olarak adlandıran insanlar yüzünden çoğu kişi hıyarlıkta uzmanlaşmıştı ve hemcinslerim de dahil çoğu insan bunu şakşaklıyordu. Kavga etmek, küfretmek, sert davranmak, karşısındakine tıpkı bir çöpmüş gibi muamele yapmak ve kadınları aşağılayıp üzerlerinde hâkimiyet kurmak onların asıl işi oldu ve her nasılsa günümüzde bundan da övünür hale geldiler.

İnsanların bakışlarına aldırmadan koridorda ilerledim. Edebiyat kitabımı alıp sınıfa girmek ve mümkünse bütün günümü sıramda oturup kimseye dalaşmadan geçirmek istiyordum.

Dolabımın karşısında durakladığımda, kalbim yuvarlanarak boğazıma çıktı ve işleyişini orada sürdürmeye devam etti. Mavi renkli demirden dolap kapağımın üzerine, kırmızı renkli sprey boyayla baştan aşağıya büyük harflerle bir kelime yazılmıştı: OROSPU.

Cebimdeki telefon birkaç kez titredi. Koridorda öylece durup bana ait olan dolaba yaklaşamazken, hayaletmişim gibi bir yavaşlıkla cebimden çıkarıp baktım. Ekran, göz yuvalarımda biriken yaşlarla birlikte bulanık görünüyordu.

Anonim: :)

Bundan sonra her şey sanki ışık hızıyla geçti. Koridordan koşar adım uzaklaştım ve çalan ders zilinin eşliğiyle kendimi okuldan dışarıya attım.

Sınıfta kalmıştım.

B L U E B O N E S

HeartbeatsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin