21.

191 16 24
                                    

Barda oturan adama yaklaşırken bacaklarım tıpkı bir jöle misali titriyordu. Bunu yapmamalıydım, dönüp eve gitmeliydim. Ancak Monica'nın hayatını mahvedecek, ailemi bana düşman edecek bu karardan geri dönüşüm olmazdı.

Adam beni görünce, elinde tuttuğu viski bardağını cam tezgâha bırakmış ve gözleriyle beni saç diplerimden ayaklarıma kadar süzmüştü. "Jessica sen misin?"

Kirpiklerim adeta göz yaşlarımla dolup taşarken, titrek bir edayla kafamı salladım. Dışarıda beni bekleyen Sawyer'la şu anda sevgili olmayabilirdik ama sanki ona ihanet edecekmişim gibi hissediyordum.

Kendime, kendi vücuduma ihanet edecekmişim gibi hissediyordum.

Göğüs kafesimde bir yanardağ taşkınlıklar yaratırken, "Tamam," dedi adam, yüzüne iğrenç bir gülümseme yerleştirerek. Daha sonra oturduğu yerde ayağa kalktı, uzun boyu önüme açıkça serilmişti. "Gel benimle."

Birlikte oradan çıkıp içerideki odalardan boş olan herhangi birine girdik. Baştan aşağı zonklayan bedenim, her an kendimi oradan kaçmamak için kendimi zorluyorken hiç rahat değildi; kaskatı kesilmiştim.

Anonim: doğru karar jess

Anonim: 👍

Adam, içeri geçmem için kapıyı tuttuğunda geçtim. Kırmızı ve siyaha bürünmüş odanın herhangi bir penceresi yoktu; içine zorla tıkılmış bir kafeste gibiydim. İki kişilik toplu bir yatak, iki kişilik bir koltuk ve tuvalet masası dışında hiçbir şey bulunmuyordu.

Ellerimi önümde birleştirip parmaklarımla istemsizce oynamaya başladım. Adam benden sonra içeri geçti; siyah tişörtünü çekip çıkardı ve iki kişilik koltuğun üzerine bıraktı. "Bakire misin?" diye sordu, gayet rahat bir şekilde.

Kafamı iki yana salladım. "Hayır."

"Güzel."

Bana doğru yaklaşırken, korkuyla birkaç adım geri gitmiş ve uzaklaşmaya çalışmıştım. Buna izin vermeyerek beni kolumdan tutup kendine doğru çekti; kıyafetimin üzerinden dokunmasıyla bile midem burkulmaya başlamıştı. "Bak," dedi. "Eğer seni becermeme izin vermezsen, 21.000 doları alamazsın."

Boyu o kadar uzundu ki, yanında yüzüne bakabilmek için kafamı bir gökyüzünün çatısına bakacakmışım gibi kaldırmak zorundaydım. "Anonimi tanıyor musun?"

"Sence tanısam söyler miydim?"

Söylemezdi.

Ona hiçbir şey söylemediğimde ceketimin fermuarını aşağıya doğru indirip omuzlarımdan sıyırdı ve çıkardı. Karşı koyamıyordum, koyamazdım. Ama karşılık da vermeyecektim. Midemi bulandırıyor, beni kendimden delicesine nefret ettiriyordu.

Adam sırayla kıyafetlerimi çıkardı. Tişörtümü, pantolonumu, ayakkabılarımı, çoraplarımı, iç çamaşırlarımı... Hiç savunmasız karşısında çırılçıplak kaldığımda, önce işini gözleriyle halletmek istercesine beni inceledi.

Daha sonra da pantolonunun kemerini çözmeye başladı.

B L U E B O N E S

HeartbeatsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin