22.

177 15 13
                                    

On beş dakika sonra tekrardan kıyafetlerimi giyerken, kendimi her an kusacakmışım gibi hissediyordum. Öyle kirliydim, öyle pislik içindeydim ki kırk gün yıkansam temizlenmeyecek gibiydim. Sorun sadece bedenimde değildi, sorun ruhumdaydı. Sorun kasıp kavrulan vicdanımdaydı.

Adam 21.000 doları iki deste halinde tuvalet masasının üzerine koyup odadan çıkmış ve beni kendimle birlikte baş başa bırakmıştı.

Evet.

Bunu yapmıştım.

Kendi bedenimi para karşılığı satmıştım.

Parayı alıp ceketimin içine sakladım. Sawyer'ın bunları görmesi, benim bittiğimin resmi olurdu. Nitekim şimdi onun yüzüne nasıl bakacağıma dair de bir fikrim yoktu.

Odadan çıkmadan önce telefonumu son kez kontrol ettim.

Anonim: bunu cidden sevdim jess

Anonim: aferin

Anonim: o güzel vücudun üçüncü bir adamın altından da geçtiğini gördüğüme sevindim

Rezil.

Ona cevap vermeyip odadan çıktım. Zar zor yürüyordum. Kendimi öyle bir kasmıştım ki bacaklarımın arasında deşilmiş bir yara varmış gibi hissediyordum. Acı içime döküyor, bütün kasıklarımı körüklüyordu. Aynıydı. Bunu en son Ryan bana zorla sahip olduğunda hissetmiştim.

Bardan çıktığımda başım deli gibi dönüyordu ve görüşümün bulanıklaştığını fark edebiliyordum.

"Jessica?" Sawyer'ın tanıdık sesi, zihnimde birkaç tane kapıyı açmış ancak beni kendime getirmeye yetmemişti. "İçeri girip seni aradım, neredeydin?"

Onu duyuyor, dediklerini tam olarak anlayabiliyordum. Cevap verecek tek bir kelime bulamadım; sanki dilim dönmüştü ve artık bana itaat etmekten vazgeçmişti. Sawyer'a baktım. Yüzü önce normalken, saniyeler içinde sağa doğru kaymaya, yok olmaya başlamıştı.

"Jess..." Gözlerim tamamen kararır, görüşüm kapanırken bedenimin bütün gücünün çekildiğini hissettim. "Jessica!"

Sonrası ise karanlıktı.

B L U E B O N E S

HeartbeatsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin