Kelimelerin ateşi; kifayetsizliğin külleri

1.9K 102 25
                                    



Kelimelerin ateşi; kifayetsizliğin külleri

Müzik: Oğuz kahveci – bu akşam gitmesen

Her notanın anlamları vardır...

Mesela...

Do, yaratan anlamındadır ama bendeki anlamı Bulut'un gezegeninde başlangıçtır. Belki de gitarı elime aldığımda bastığım ilk nota ya da söylediğim ilk şarkının ilk notasının do olması bunun göstergesiydi...

Re, madde anlamına gelir. Bulut'un gezegeninde madde denildiğinde içerisine kucak açan bütün terimlerdi.

Mi, mucize anlamına gelir. Bulut'un gezegeninde Mi, Denizdir... Her akşam beni dinlemeye gelen, kimsenin keşfetmediği şarkıları ben söylerken, dudaklarını oynatarak müziğe eşlik eden kadın...

Fa, güneş sistemi anlamına gelir. Bulut'un gezegeninde Fa notalardı. Güneşin etrafında dönen ve her döndüğünde mucizeler yaratan notadır.

Sol, güneş anlamına gelir. Bulut'un gezegeninde sol, gitar demektir. Gitar benim dünyamı ısıtan güneşti. Notalarım gitarımın ekseni etrafında döner bir galaksiyi oluşturan görüntü sergilerdi.

La, Samanyolu anlamına gelir. Bulut'un gezegeninde La, notaların birleşimiyle oluşan şarkılardı. Şarkılara kaptırırsan koca Samanyolu'nda kaybolursun...

Güzel olan yanı da bu değil miydi? Huzur içinde kaybolmak...

Si, gökler anlamına gelir. Bulut'un gezegeninde Si, yaşamak istediğin mevsimdir. Sırası önemli değil. Benim gezegenimde her şey isteğe bağlı. Bulut'un gezegeni sürprizlerle doludur. Herkes giremez onun gezegenine. Kalbine yer edinebilenler görebilir.

"Bulut!"

Elimdeki tişörtü bırakıp beni çağıran müdürün yanına ilerledim. "Buyurun Yağız Bey?"

"Bayan reyonunda adama ihtiyaç varmış. Sen yukarı çık."

Kafamı olumlu anlamda salladım. Yan taraftan yukarı çıktım. Etrafın savaş alanına döndüğünü gördüğümde gözlerim büyümüştü. Her ne kadar işe başlamaya korksam da, korkunun ecele faydası yoktur diyerek işe giriştim. Sanırım buradaki işimde fazla uzun sürmeyecekti. Kalıcı bir işim yoktu. Liseyi bitirdikten sonra okul hayatı da benim için bitmişti. İki yıldır canım ne isterse o işi yapıyordum. Sabahları ayrı işlerde çalışıyordum. Akşamları zaten meydanda Çağrıyla gitar çalıyordum. Sanırım bu benim kalıcı işimdi. Çağrı mahalleden arkadaşımdı. Belki de şu hayatta değer verdiğim sayılı kişilerden biriydi. Üniversitede konservatuar okuyordu. Onun hayatı benimki kadar berbat değil diyebiliriz.

Hayatımı rutin yaşamam. Sürekli değişime giderim. Değiştiremediğim tek şey her akşam aynı yerde gitar çalmaktı. Sıradan insanlardan farkımı yaşamak hoşuma gidiyordu.

Tek bir kişi hariç...

Deniz...

Aylar sonra adını öğrenebilmiştim.

Deniz farklıydı. Sadece akşamları bizi dinler ve sonra giderdi. O da benim gibi aykırıydı. Bu zamana kadar söylediğim tüm şarkıları ezbere bilen tek kişi belki de oydu. Ne zaman ona baksam sessizce şarkıma eşlik ederdi. Ona karşı bir hissim yoktu. Sadece aykırı olması hoşuma gidiyordu. Düne kadar onunla tanışmaya cesaret edememiştim. Belki de cesaret değil de korkuydu benimkisi ama Bulut'un gezegeninde ben istemediğim sürece güçsüzlük yaratan duygulara yer yoktu. Dün onunla ilk kez tanışmıştım. Beklediğim kadar kötü geçmemişti. Yanına oturduğumda kalkıp gideceğini düşünmüştüm ama o tahmin ettiğimden daha mütevaziydi. Çoğu sıradan insanların yapmadığı şeydi aslında.

GÖKYÜZÜNDE BULUT YERYÜZÜNDE DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin