Müzik: Balmorhea - remembranceGökyüzünden istifa eden bulut
Yağmurdan sonra oluşan soğuk esinti, kıymık parçası gibi gökyüzünü delmiş geceyi kanatmıştı. Geceyi ikiye ayıran kırmızılık, ufuk çizgisine kadar akmıştı. Sanırım denize karışmıştı. Yanımdaki Deniz'e baktım. Gecenin kanayışını kendi kucağında sarmalar gibi bakıyordu. O konuşmuyordu. Belki de gökyüzünün kanayışını kucağını açarak mezar yapıyordu. Karşımdaki denize baktım. Belki de karşımdaki denizi dinlemeliydim. Karşımdaki deniz sessizlik içinde sesini çıkarabilen bir varlıktı. Gözlerimi yumdum.
"Üşümüyor musun?"
Saatler sonunda konuşmuştu. Belki de yanlış Deniz'i dinlediğimi düşünmüştü. Hafif gülümsedim. "Üşümek... Havanın insanlara zorunluluğu değil, benim kendi tercihim."
Gözlerimi açmamıştım. Böyle onun sesine daha çok dikkatimi veriyordum. Çalışkan bir öğrencinin öğretmeninin dinlemesi gibi dinliyordum ama asla bir öğretmen, öğrenci ilişkisi kadar ciddi değildim.
Ne diyordu sıradan insanlar?
Hah! Hatırladım. Can kulağıyla dinlemek...
Onu Bulut kulağıyla dinliyordum.
Nasıl mı oluyor?
Bulutların yağmur dökerken yere düşen damlaların sesini dinlemesi gibi...
"Üşümemek senin tercihin değil, beynine verdiğin acı."
Kaşlarım şaşkınlığın etkisiyle çatıldı. Göz kapaklarım tek seferde açıldı. Göz bebeklerim küçük birer ajan gibi onu buldu ve sanki suç işlemiş gibi ona silah doğrulttu. Bulut'un gezegeninde sirenler çalmaya başladı. Gezegenimde bir hain olduğunu düşünden yıldızlarım yanıp yanıp sönüyor, bana mesaj vermeye çalışıyorlardı. Yetkili görevliler ajanlarımın doğrulttuğu silaha el koydu. Bulut'un gezegeninde Deniz, müebbet suçsuzdu... O asla hain olamazdı... Bakışlarım normalleşti.
"Normal insanlar hava soğuk olduğunda üşür, sıcak olduğunda terler. Sen şu an üşümemek için beynine acı veriyorsun."
Onun benim dilimi anlamasını deli gibi isterken, şimdi dilimi anlamasını deli gibi istemiyordum.
İçimdeki ajanlar hâlâ gezegenim hakkında böyle konuşan biri olduğu için tetikte bekliyordu. Tek hareketimle onu gezegenimden çıkarmak için hazır durumdalardı ama bunu asla izin vermedim. Onu gezegenimden asla çıkarmayacaktım.
Tamam, kabul ediyorum. İç sesim fazla konuşup kafamı karıştırıyordu. Bu yüzden karar değişimleri fazla fazla yapıyordum ama bu konuda bir değişim olmayacaktı.
Ona şu an bir cevap vermem gerekiyordu. En kısa yolu seçtim.
"Bu benim tercihim."
Cevabım onu tatmin etmemiş olacak ki kafasını olumsuzca salladı. Bana bakmayı kesti ve denize bakmaya başladı. Gökyüzünün bağrındaki bir kaç yıldızın ışığı yüzüne düşmüş ve çillerini aydınlatmıştı.
Derin bir nefes verdim.
O kadar güzellerdi ki...
Onlar Deniz'in yakamozlarıydı.
"Tercihlerinin hâkimi olmak güzel olmalı..."
Biraz düşünceli, biraz kırılmış, biraz eksik...
Ses tonu beni alaşağı ederken yutkundum. Bende karşımdaki denize döndüm. Belki de kaçmak istedim. Onun bu tavrını hiç sevmiyordum. Acı çeker gibi konuşması bana kötü hissettiriyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNDE BULUT YERYÜZÜNDE DENİZ
Ficção Geral#wattys2018longlist# | TAMAMLANDI| Notalar duyguları yaşar, Duygular hayalleri... Şimdi iki insan düşün. Her notada aynı duyguları, her duyguda aynı hayalleri kuran... Ama bu iki insan arasındaki imkansızlıkta, tek imkan müzik notaları olsun... ...