Müzik: The Leftovers - The Departure SuiteAşktır yaşanan tek başına, ölüm iki kişiliktir
Kelimelerin intiharı cümlelerin içine gömüldüğünde ölür.
Her öldürdüğüm cümle beni bilinmez bir isteğe götürdü. Bu istek içimi hem kasıp kavururken hem de öldürmek istediğim kelimelerimin intihar emrini verdi.
Ona her baktığımda kalbim acıyordu. Bu acı saatlerce cümleler kurup, bir vahşet gerçekleştirmeme sebep oluyordu. Ondan kaçmam için milyonlarca sebep varken, ben milyonda biri tercih ederek onun yanı başındaydım.
"Her şey yolunda," diye devam etmiştim solgun gözlerine bakarak. Cennet diye baktığım gözleri cehennem gibi yakıyordu yüreğimi.
"Neden benim yanımdasın?" diye sormuştu, zorluk içinde. Kelimeleri öyle zor çıkmıştı ki benim gömdüğüm kelimelerim, onun ise topraktan çıkmaya çalışan cılız fidan gövdesiydi.
"Bilmiyorum," demiştim. Sahi, neden hâlâ buradaydım? Neden onun yanı başından ayrılmak dahi istemiyordum?
"Bana neden yardım ediyorsun?" diye sordu yine zorluk içinde. Zorluklara rağmen kelimelerini çıkarmaya devam ediyordu, hırslı bir savaşçı misali.
"Bilmiyorum," demiştim bir kez daha.
"Bana âşıksın," dediğinde sertçe yutkundum. Belki bunu aylar önce söylemiş olsaydı, sıradan bir Bulut olmayan benliğim inkâr ederdi. Fakat şimdi, nasıl bir benliğe sahip olduğumu bilmiyordum. Yeni benliğim bedenimde yeni uyumlar sağlamakta zorlanıyordu. Konuşmaya, konuşurken inkâr etmeye, inkâr ettikçe farklı bir Bulut olmaya çalışma çabam tükenmişti.
Kim bilir, belki acılar beni istediğim farklılığa çevirmiş, artık farklı olmak için çabalamama gerek kalmamıştı.
"Fakat" diye devam etti kısık sesiyle. "Ben senin bana hissettiğin gibi bir şey hissetmedim bu zamana kadar."
Gülümsemiştim. Ben zaten böyle bir beklentiyle bakmamıştım ki ona... Onu sevmem için ona ihtiyacım yoktu.
"Ataol Behramoğlu'nun bir şiiri var. Bilir misin?" diye sorduğumda kafasını salladı hafifçe.
"Hangisi?"
"Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir, der dizelerin sonunda. Biz o şiiri ters çevirelim," dediğimde kaşları çatıldı.
"Aşktır yaşanan tek başına, ölüm iki kişiliktir."
"Ölüm iki kişilik mi?" diye sorduğunda gülümsedim. Gözaltı morluklarına rağmen muhteşem görünen gözlerine baktım. "Sen öldüğünde benim için iki kişilik olacak. Çünkü sen öldüğünde bende ölmüş olacağım."
Bir damla akıttı güzel gözünden. Öyle ki, hayattaki yollarım kadar sarsıcı, yamuk, bilinmezlik içinde çizdi yolunu. Tam çenesine vardığında yolunun bittiğini gördü. İşte tam o noktada sonuna atlamıştı yolun.
"Ölmek istemiyorum," demişti ikinci bir damlayı gözünden aşağı sürüklerken. "Seni öldürmek istemiyorum," dedi sanki kitaptaki önemli yerin altını fosforlu kalemle çizer gibi.
"İşte bu bile tek kişilik aşk yaşayan bu adamı mutlu etmeye yeter," dediğimde gülümsedi. O gülümsemeleriyle baktı bana, ama ben hislerimle baktım. Çünkü hiçbir fiziksel görsel, hisler kadar güçlü ve kudretli değildi.
"Buraya birkaç haberle geldim. Anneni huzurevine götürmedim," dediğimde bir buz parçasının ısı görünce dağılışı oldu gülümseyen dudaklarında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNDE BULUT YERYÜZÜNDE DENİZ
Ficción General#wattys2018longlist# | TAMAMLANDI| Notalar duyguları yaşar, Duygular hayalleri... Şimdi iki insan düşün. Her notada aynı duyguları, her duyguda aynı hayalleri kuran... Ama bu iki insan arasındaki imkansızlıkta, tek imkan müzik notaları olsun... ...