~Acılarına ilmek atmaya çalışan küçük kızBazen bastığın her basamak piyona notaları gibidir. Her basamakta biraz daha ulaşırsın müziğe ve biraz daha ulaşırsın duygulara... Bazen her basamak bir nota olur senin için. Bir basamak çıkarsın do'ya basarsın. İki basamak çıkarsın başka bir notaya basarsın. Belki de farkına varmadan bir beste yaparsın.
Kimsenin bilmediği...
Ama Evren'in çok şey bildiği bir beste...
Hayaller sınırsızdır. Gerçekler ise 'sen' kadar sınırlı...
Her şeyin başında yine sen varsın...
Aslında gerçeği bir hayal kadar sınırsız yapmak, belki imkanlı değil ama neden imkansız olsun?
Deniz'e ulaşmak sudan korkan bir köpek için neyse benim için de oydu...
Belki boğulum diye korktum.
Belki de yüzüp yorulmaktan...
Şu an tam karşımdaki kadına bakıyorum ve sonra diyorum ki, "Aslında imkansız diye bir şey yokmuş. Korktuğum sandığım şey boğulmak değilmiş; yaşamakmış..."
Belki ona ulaşmamıştım ama ne önemi vardı ki?
Herkes zihninin yaşattığı kadar vardı.
Ben ise zihnimin yaşattığı kadar ona ulaşmıştım.
Belki biraz az, belki biraz çok...
"Piyanoyu neden seçtim biliyor musun Bulut?"
Uzun zaman sonra konuşmuştu. Buraya geleli bir saat kadar oluyordu. Geldiğimde onu piyanonun başında bulmuştum. Geldiğimi hissetmişti ama bakmamıştı. Sanki yorgun gibiydi. Benden ya da müzikten dolayı değil, Evren'in ona sunduğu seçeneklerden yorgundu. Saatler sonra bununla başa çıkmış olmalı ki konuşmaya cesaret edebilmişti. Derin bir nefes verdim. "Herkesin kendi dünyasının bir anahtarı var. Senin dünyanın anahtarı da o parmaklarını üzerinde gezdirdiğim tuşlar..."
Kaşlarını çattı önce daha sonra gülümsedi. "Herkesin senin gibi şahane gezegeni yok, Bulut."
"Şahane olduğunu nereden çıkardın?"
Omuz silkti. Hâlâ bana bakmamıştı. "Bana güzel gösteriyorsun."dedi kıskanç bir ses konuyla.
Güldüm. "Belki de sende gezegenimin bir parçası olmak istiyorsun. Uzaktan baktığın için bu yüzden fazla güzel görünüyordur."
Parmakları piyonu tuşlarını okşamaya başladı. O kadar zarif dokunuyordu ki sanki elinin altında yeni doğmuş bir bebek vardı. Onu incitmekten korktuğu kadar korkuyordu.
"Gezegeninin bir parçası değil miyim zaten?"
Nasıl yapabiliyordu bunu? Nasıl beni bu kadar uzaktan iyi tanıyabiliyordu? Turuncu dalgalı saçlarına baktım. Kelime cambazlığı sevmeyen ben, bir deneme yaptım. "Bilmem. Olmak ister misin?" diye sordum.
"İnsanların isteklerine göre değil, kendi isteklerine göre inşaa etmedin mi gezegenini? Neden bunu kendine sormuyorsun?"
Güzel konuşuyordu.
Aptal tuzak cümlelerine kanmayacak kadar akıllıydı.
Konuyu değiştirmeyi seçtim. Biliyordum ki bu konuşmanın devamında gezegenimin pes eden gezegenim olacaktı.
"Neden piyano?"
"Annem" dedi kırık bir ses tonuyla. Daha sonra tuşlardan birine bastı. "Onu sakinleştiren tek şey piyano."
![](https://img.wattpad.com/cover/117511518-288-k403296.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNDE BULUT YERYÜZÜNDE DENİZ
Genel Kurgu#wattys2018longlist# | TAMAMLANDI| Notalar duyguları yaşar, Duygular hayalleri... Şimdi iki insan düşün. Her notada aynı duyguları, her duyguda aynı hayalleri kuran... Ama bu iki insan arasındaki imkansızlıkta, tek imkan müzik notaları olsun... ...