Acaba gözümü bugün neye açıyordum? Gün sonuna kadar ne olacaktı. "Amaan dedim "Yıldız, kız sabah sabah ne bu düşünce." Kalkıp tuvalete gittim. Elimi yüzümü yıkayıp aynada kendime baktım. Evet, ağzım burnum yerinde idi. Bir gün uyandığımda Leyla ile Mecnun'un bir sahnesinde olduğu gibi yüzsüz olarak kalkmaktan korkuyordum. Köpekciklerime yemeklerini verip mutfağa kendime kahvaltı hazırlamaya gittim. Kardeşim Cem dün gece arkadaşınıda kalmaya gitmiş annem ise sabahtan işe gitmişti. Telefonumu aldım kendime tost yaparken. Hemem Berna'yı aradım. Buluşmak için saat ayarladıktan sonra kahvaltımı yaptım.
"Ya tamam azıcık geç kaldım sadece. Abart, hemen abart. Alt tarafı yarım saatcik. Bekle ya. Geliyorum işte." aceleyle evden çıktım. Asansöre koştum. Asansöre binip gideceğim kata basmışken asansör tekrar açıldı. "Günaydın Yıldız." dedi yemekte olduğu gibi rahat tavrı ile. "Günaydın Gizem abla." dedim. Gerilmiştim. Ufak bir kapta acı çekiyor gibi hissediyordum. Hemen kapı açılsa da inip kaçsam diye düşünüyordum. "Nereye böyle süslenmişiz Yıldız Hanım?"
"Yok abla ne süslenmesi. Yakın arkadaşımın yanına gidiyorum. Sen nereye asıl bu kadar şık?"
"Sinemaya gideceğim." Hı hı gibi sesler çıkarıp yine gerildim. Sonunda kat gelmişti. Ne yavaş ilerledi zaman. Yakın olmadığım insanlarla aynı alanda kapalı kalmayı sevmiyordum. O yüzden bu kadar geriliyordum işte. "İyi eğlenceler size."
"İyi seyirler size de."Arkadaşım ile biraz laflayıp, gezdikten sonra eve dönmek için dolmuşa binmeye gidiyordum saat akşam sekiz olmuştu bile. Dolmuşa bindiğim zaman geri insem mi diye düşündüm. Kendi kendime yuh artık, bırak peşimi lanet komşu kızı diye söyleniyordum. Yanına oturdum.
"Bu ikinci tesadüf oldu yetmez mi artık?"
"Haklısın abla nasıl oldu ben de anlamadım hiç."
"Abla demesen olmaz mı? Kendimi yaşlı hissettiriyorsun."
"Peki o zaman Gizem." Gülümsedi. Karşılık verdim. İlk kez yapmacık gülümsememiştim ona karşı. Yol boyu birbirimize soru sorduk.
"Eskişehir'de okuyorum ben. Siyaset bilimi. İkinci sınıf öğrencisi olmam gerekiyor aslında ama şahsen ben kendimi birinci sınıf gibi hissediyorum. Sen neler yapıyorsun?"
"Ben lisedeyim. Lise üçüncü sınıf. Bu kadar pek bir renk yok hayatımda."
"Hayatı gökkuşağı renklerinde yaşamak gerek biliyor musun bunu?." dedi sorarak. "Haklısın.""Yarın bir şeyler yapıyoruz o zaman?" diye sordu kapının önünde dikiliyorken. "Olur tabi. Kaçta buluşalım?"
"Annem sabah çalışıyor sanırım Selvi Teyze'de çalışıyor sen bize gel uyanınca kahvaltı eder çıkarız olur mu?"
"Tamam gelirim uyanınca. İyi geceler."
"Sana da iyi geceler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Lale (girlxgirl)
Roman d'amourBuraya tamı tamına üç yüz altmış beş gündür geliyorum. Her gün burada sana sarılıp uzanıyorum. Sana şiirler okuyorum. Sana kitaplar okuyorum. Şarkılar söylüyorum. Burada bir sürü film izledim. Herkes bana deliymiş gibi baktı. Umrumda olmadı. Seni se...