"Demek resim ile ilgileniyorsun?"
Sakinleşmiş ve Doğa ile bir yere oturmuş çay içiyorduk. "Evet." dedim. "Geliştirmeyi çok istiyorum." Gülümsedi. "Güzel sanatlar okudum ben hayatım boyunca. İstersen sana ders verebilirim, para vermene bile gerek yok." O ağlayan benden eser yoktu. Bir an da nasıl atlattım bu olayı bilmiyordum. Sanırım içimde ki nefret büyüyordu. "Gerçekten mi? Nerede ve ne zaman? Okulum açılacak o zaman nasıl yapacağız?"
"Burada kendi evim var benim kiralık ama yine de tek kalıyorum. Saatlerini ayarlarız gelirsin beraber sıkılana kadar çalışırız. Okul çıkışlarında da ben seni araba ile alırım sonra da evine bırakırım." Güzel olabilirdi. Çok seviniyordum kendimce. "Olur." dedim. Bir çizelge oluşturduk, birer çay daha içtikten sonra yollarımız ayrıldı. Dersin olduğu gün arayacağımı söyledim.Kapının önüne geldiğimde kafamı yavaşça yan daireye çevirdim. Nefret kusmak istiyordum. Buket'in bugün giydiği ayakkabılar oradaydı. Sinirlendim. Gittim Holmes'ın tuvaletini yaptığı yerden ufak bir yeri alıp ayakkabısının ucuna koydum. Elimde ki poşeti de çöpe atarak delilden kurtuldum. Yatağıma uzanmış tavanı izliyordum. Ne karmaşık bir gün yaşamıştım ama artık ağlayamıyordum. Belki de ilk hoşlandığım kız olduğu için o kadar büyütmüştüm gözümde çünkü şu an tek bir his hissedemiyordum. Mesaj sesi ile telefonumu elime aldım.
Doğa: +Fotoğraf gönderdi.+
Fotoğrafta yazan malzemeleri unutma yoksa resim yapamaz sadece muhabbet ederiz.
Gülümsedim ve cevap yazdım hemen.
Yıldız: Seninle muhabbet etmekte çok eğlenceli.
Doğa: O zaman biz de bolca muhabbet ederiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Lale (girlxgirl)
RomanceBuraya tamı tamına üç yüz altmış beş gündür geliyorum. Her gün burada sana sarılıp uzanıyorum. Sana şiirler okuyorum. Sana kitaplar okuyorum. Şarkılar söylüyorum. Burada bir sürü film izledim. Herkes bana deliymiş gibi baktı. Umrumda olmadı. Seni se...