Alışveriş merkezinde geziniyorduk. Hoşumuza giden bir kaç tişörtü ve kazağı çoktan almıştık. Sıra ayakkabı bakmaktaydı. Ayakkabımızı da aldıktan sonra sinemaya girmeye karar verdik. O kadar yorgundu ki kafasını göğsüme yerleştirmiş uyuya kalmıştı. Önemli değildi. Filmden daha güzeldi.
-Bir hafta sonra-
İkili kanepeye uzanmış televizyonda çıkan programları izliyorduk. Her okul çıkışı buraya geliyordum artık. Elimizde dondurma, saatlerce film izlemek benim için çok mutluluk vericiydi. Kafasını kaldırdı. Sadece yüzüme baktı ve geri döndü. Bunu bir çok kez yapmıştı. Nedenini sorduğum zamansa bana "Kafamı kaldırdığımda orada olmanı seviyorum." demişti. Benim de hoşuma gitmişti, üstelememiştim.-İki hafta sonra-
Göksu Parkı'na gelmiş kahvaltı yapıyorduk. Günlerden Cumartesi. Su fişkiyeleri çalışıyordu. Koşarak onların altına girip ıslanıyorduk. Kaçmaya çalışırken belimden tutup kendisine çekiyordu. Kahkahalar arasından beraber ıslanıyorduk. Dudaklarını öpme cesaretini hala gösterememiştim. Kendisi de aynı şekilde. Sanki bir olayı bekliyorduk. Birleşmemizi ve tek vücut olmamızı.-Üç gün sonra-
Annem yemek hazırlamış bizi yemeğe çağırmıştı. Ona sevgilim olduğunu söyleme zamanım gelmişti. Bu yemekte bu işi halledecektik. Çok şık olmuş sevgilimin yanağına bir öpücük koydum ve yola çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Lale (girlxgirl)
RomansBuraya tamı tamına üç yüz altmış beş gündür geliyorum. Her gün burada sana sarılıp uzanıyorum. Sana şiirler okuyorum. Sana kitaplar okuyorum. Şarkılar söylüyorum. Burada bir sürü film izledim. Herkes bana deliymiş gibi baktı. Umrumda olmadı. Seni se...