Gece hiç uyuyamamıştım. Ben ne yaptım? Tek düşüncem buydu. Aklımda bu düşünce dönüp duruyordu. Ben ne yaptım? Ona vurdum. Ben ona vurdum. Elime baktım. "Kopsana. Git benden. Sen sevdiğin kadına vurdun. Git." diye cılız bir şekilde söyledim. Gelecek miydi? Buket ile ne yapıyordu şu an? Ağlıyor muydu? Neden gelmemişti hala? Beklemeliydim. Belki gelirdi. Özür dilerdim. Barışırdık. Belki sevişirdik. Belki kavga ederdik. Ama en sonunda beraber sarılarak uyurduk. Gelecek miydi? Bunları düşünürken içtiğim bütün içkiler midemi bulandırmaya başlamıştı. Elime geçen bütün içkileri içiyordum. Sarhoş oluyor muydum? Yoksa değil miydim bunu ayırt etmeyi bırakana kadar içecektim. Derken... Ağzıma bir şeyler gelmeye başladı, midemden. Nefret, sinir, hırs, kıskançlık... Hepsiyle beraber bütün midemdekiler. Ağzımı tutarak koşarak tuvalete gittim. Ne kadar süre kustum bilmiyorum. Doğa'ya daha çok sinirlendim. Ben burada ona yaptığım davranış yüzünden ne hallere düşmüş idim. Onun burada olup kusmuğa karışmış saçlarımı karışmaması için ensemde tutması gerekiyordu. Hiç halim kalmamıştı. Tuvaletten çıkamadım.
Gözlerimi açtığımda yanımda klozet beyin bana baktığını gördüm. İçimde dolaşan kötü bir his beni uyandırmıştı. Aynaya baktım. Gözlerimin altı bir günde ne hale gelmişti. Saçlarım kusmuk kokuyordu. Önemsemedim. Yapmam gereken bir şeyin olduğunu söylüyordu iç sesim. Ayaklarıma engel olmadım. Beni götürdüler. Geldiğim yer Buket'in odasının kapısıydı. Kapıyı çalsam mı diye düşündüm. Sonra nedense hayır diye bağırdım kendime kendi içimde. Alkolün izleri hala yok olmamıştı. Odaları temizleyen ablayı gördüm. Koşarak yanına gittim. "Abla gece eve gelemedim, anahtarımı da kaybettim. İçerde ki arkadaşlarım da duymuyor kapıyı açar mısın?" Kadın halime bakmış, yalan söylemediğimi düşünmüş olacak ki kapıyı açtı. Teşekkür ederek onu uğurladım. Arkamı döndüm kapıyı kapattım. Ve... "Doğa..."dedim fısıldayarak. Bir adım attım. Hıçkırıklarım birikti boğazıma elimle ağzımı kapattım. Göz yaşlarım akıyordu. Akın dedim. Vücudumda ki kanlar çekildi. Nefes alamadım. Almak istemiyordum. Ölmek mi? Belki. Koşarak gittim. Buket'in çıplak bedenini umursamadan saçlarından tutup sürükledim. "Senden nefret ediyorum." diyerek haykırdım. "Senden de nefret ediyorum, senden de." Tokat attım Buket'e. Buket ağlamaya başladı. "Ağlama niye ağlıyorsun?" dedim gülerek göz yaşlarım akarken. "Bu kız." dedim Doğa'yı göstererek. "Bu kız seni yatakta güzelce zevke getirdi. Neden ağlıyorsun?!" Doğa olayı anlayınca koşarak yanıma gelmiş belimden tutup çekmeye çalışıyordu. Çığlık attım. Akli dengemi kaybetmiştim. "Uzak dur benden. Uzak dur! Ona dokunduğun ellerini bana sürme. Nefret ediyorum senden." Doğa'nın gözleri doldu. Göz yaşları akmaya başladı. "Yıldız..." dedi. "Sus." dedim sessizce. "Yıldız, özür dilerim. Özür dilerim sevgilim. Kendimi engelleyemedim. Sinirliydim. Özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Lale (girlxgirl)
عاطفيةBuraya tamı tamına üç yüz altmış beş gündür geliyorum. Her gün burada sana sarılıp uzanıyorum. Sana şiirler okuyorum. Sana kitaplar okuyorum. Şarkılar söylüyorum. Burada bir sürü film izledim. Herkes bana deliymiş gibi baktı. Umrumda olmadı. Seni se...