Günaydın sabaha. Günaydın perdenin açık kaldığı minik kısımdan içeri süzen güneş ışığına. Günaydın insanlara. Günaydın yanımda yatan bir demet papatyaya. Günaydın.
Bugün neler yapacağımızı dün konuşmuş olduğumuz için sakin bir şekilde onu uyandırmam gerekiyordu. "Gizem." dedim uyandırmaktan çekinip ömür boyu bu masumlukta uyumasını istediğim için kısık çıkan sesimle. "Gizem, haydi uyan." Uykulu mırıldanmalar çıkarttı. Daha fazla tutamadım kendimi ve sımsıkı kollarımın arasına aldım. Bıraksam kaçacak gibiydi, kaçmasın istedim. Homurdanarak "Nefes alamıyorum sevgilim." dedi. Ah, sevgilim dedi. Sevgili mi olmuştuk. Biraz nazlanabilirim diye düşünerek "Henüz bana bir çıkma teklifi etmedin Gizemciğim." diyerek yataktan kalkıp biraz, belki çok çok az kıvırtarak odadan çıktım.
Belimde bir sıcaklık hissettiğim de içimde kelebekler değil de daha farklı sanki bir arı kovanı vardı. Bana her dokunuşunda o arı kovanı böylece hareket ediyordu. Hep etsindi. Hep böyle olsundu. Ellerini karnımda birleştirdi. Kafamı geriye doğru yasladım. Açıkta kalan boynuma narin öpücükler koydu. Çok az konuşuyorduk temas halindeyken, susuyorduk. Sanki vücutlarımız birbirlerine gerekeni söylüyordu. Bilmiyorum. İlk kez bir kızdan hoşlandığım için mi böyle hissediyordum? Böyle nahoş...
Eve gidip önce Holmes ve yavrularını besledim biraz onları sevip hemencecik giyinmem gerektiğini fark edip giyinmeye gittim. Üstüme beyaz dar bir günlük gömlek altıma da yüksek bel olmayan ama düşük belde olmayan orta seviyeli siyah bir pantolon giydim. Yanıma cüzdanımı ve paramı alarak evden çıktım. Aynaya bakmamış, makyaj yapmamıştım. Sevmezdim bu ritüeli. Gizem'in de hazır olduğunu görünce sokağa çıktık. Sokakta onun elini tutamıyor oluşum beni üzüyordu. Neydi bu insanların insanlarla anlaşamaması? Kendi görüşünü kabul etmeyince neden bu kadar hırçın oluyorlardı?
"Hangi sinemaya gidiyoruz?" diye sordum.
"Büyülü Fener diye düşündüm." dedi.
"Hangi filme gidiyoruz peki?"
"Aksiyon filmi varmış ona."
Ben mi kuruyorum kafamda bilmiyorum ama Gizem bende miydi? Sanki çok mesafeli bir yerden bana sesleniyordu. Önemsemedim. Muhtemelen benim kurgum dedim. Ve sinemaya girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Lale (girlxgirl)
Roman d'amourBuraya tamı tamına üç yüz altmış beş gündür geliyorum. Her gün burada sana sarılıp uzanıyorum. Sana şiirler okuyorum. Sana kitaplar okuyorum. Şarkılar söylüyorum. Burada bir sürü film izledim. Herkes bana deliymiş gibi baktı. Umrumda olmadı. Seni se...
