Peter ve Felicia kimsenin olmadığı bir inşaat alanında, henüz yapımı tamamlanmamış bir binanın beşinci katındalardı. Çocuk, içindeki bütün iç sesleri kenara atıp içindeki bütün öfkeyi, stresi, gerginliği ve korkuyu dışarı atmak için Felicia ile birlikte olmuştu.
Yaklaşık kırk beş dakikadan sonra Peter daha fazla yapamayacağını söylemişti ve sırtını duvara yaslayarak yere oturup dinlenmeye koyulmuştu. Felicia ise siyah kostümünü üstüne örtmüştü. Giyecek hali kalmamıştı kızın. Öncelikle dinlenmesi ve kendine gelmesi gerekiyordu.
"Demek, Daredevil ile gerçekten de arkadaşsın," dedi Felicia. Birliktelikleri sırasında konuşmuşlar ve sohbette etmişlerdi. "Bu, fazlasıyla havalı."
"Bilmiyorum." Peter konuşacak gibi hissetmiyordu kendini. Vücudunun her noktası terlemişti. Maskesini çıkarmamak onu daha da kötü yapmıştı. Maskesi ve cildi arasındaki ter katmanını hissedebiliyordu. Ayaklarını da hissetmiyordu. Sanki kesilip alınmış gibiydi. Kolları da boştaydı. Vücut fonksiyonları tamamen kapanmıştı.
Felicia'nın da durumu pek farklı değildi. "Bu inanılmazdı, Spidey. Bir daha ne zaman yaparız?" Tavana bakan kız, elini bağrına koydu. Nefes nefese kalmıştı ve nefes alış ritmini hala dizginleyememişti.
Peter cevap vermemişti. Kafasını eğmiş, yaptığı şeyi tekrar tekrar göz önünden geçiriyordu. O temasları, dokunuşları, sesleri tekrardan ve tekrardan aklına getiriyordu. Cevap veremedi Felicia'ya. Kız da kendi kendine güldü.
"Birilerine bundan bahsetmem gerekirse örümcek soktu diyeceğim sanırım," deyip kendi kendine güldü.
"Bahsetme o zaman." Elini kafasının üstüne koymuş olan Peter, biraz sert bir cevap vermişti.
Çocuğun aniden sertleştiğini fark eden Felicia, kafasını kaldırıp Peter'a baktı. "Bir şey mi oldu?" diye sordu nazikçe. Kıyafetsiz bedeniyle ayağa kalktı. Peter'ın yanına gidip, sağ tarafına oturdu ve o da ayaklarını Peter'ın yaptığı gibi ileriye uzattı.
"Üstünü giymeyecek misin?"
Göz ucuyla Felicia'ya bakan Peter, kızın bu havada öyle nasıl durduğunu hala bilmiyordu. Kendisinde de sadece kostümün alt kısmı ve maskesi vardı ama hiç kıyafetsiz değildi sonuçta.
Bedenine bakan Felicia, "Çok sıcak," diyerek elini yelpaze gibi kullanmaya çalıştı ama pek hava gelmedi. "Şimdilik giymeyeceğim. Giyersem çok terlerim. Kostüm zaten bütün vücuduma yapışıyor."
"Peki o zaman."
Bu verdiği karar ve yaptığı şey, kafasının içindeki ikili çatışmayı bitirmeye yardım edecek bir hareket olmamıştı. Aksine, iki tarafa da yeni kozlar vermişti. Bir tarafı pişman iken, diğer tarafı sevmişti ve daha fazla istiyordu.
İki tarafında çatışması ise çocuğa moralsizlik, yorgunluk ve isteksizlik olarak geri dönüyordu. Yanında az önce tavan, duvar, zemin fark etmeden birliktelik yaşadığı kadın olmasına rağmen yerin dibindeki bir hücreye atılıp terk edilmiş gibi ses çıkarmadan duvar dibinde oturuyordu.
"Moralin niye bu kadar bozuk. O Scarlet Witch isimli kız yüzünden mi?"
Kafasını Felicia'nın tarafına hafifçe çevirdi. "Hayır. Sadece o değil. Evet, o da bir sebep ama tamamen o değil."
"Ama sebeplerin arasından en büyüğü o, değil mi?"
Peter durdu, bütün yüzüyle yanındaki genç kıza döndü. "Nasıl?" Kızın o tahmini nasıl yaptığını anlayamadı.
"Bahsetme şeklinden, bahsederken ki hareketlerinden belli. Ayrıca, maske takman mimiklerini benden gizlemiyor. Yüzünde gizli maske takmış takım elbiseli insanların arasında büyüdüm ben. Kimin yalancı olup olmadığını, mimiklerinde neleri gizlediğini anlayabiliyorum. Maskeleri olsa da, olmasa da."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnanılmaz -- Peter Parker || Aranea #1
FanfictionAranea Serisi Birinci Kitap: İnanılmaz Sıradan, ezik ve zeki olan Peter Parker'ın dünyası, Radyoaktif bir örümceğin ısırmasının kıvılcımıyla parıldayıp, "Büyük güç, büyük sorumluluk getirir," lafıyla alevlenmişti. Yapması gerekeni yapmayışının...