Nayeon'un Ağzından
Tüm üyeler yurtta, salonda, favori dizimizi bekliyorduk.
"Bugünkü bölüm için çok heyecanlıyım! Öpüşme sahnesi olacakmış!!" Dizi izlemeyi ve heyecandan içimizin kıpır kıpır olmasını seviyorduk çünkü hepimiz yalnızız. Ama Chaeyoung farklı bir durumdaydı. "Aşk" ve"Öpüşme" fikrini çok seviyordu.
Tzuyu'da farklı bir durumda, bizim gibi dizileri ve filmleri sevmiyor ama sanırım bir şeyler oldu ve şu an bizimle beraber izliyor. Sana'nın yanında oturuyordu.
"Hey, Nayeon. Muz ister misin?" Jeongyeon'un beni çağırdığını duydum. Jeongyeon gruptaki en yakın arkadaşımdı.
"İsterim! Sağol Jeongieee!" Ona sarılırken söyledim. Çok düşünceliydi.
Kafamı okşadı ve ona bakınca bana gülümsedi. Gülümsemesi çoook şüpheli olmasına rağmen muzu yemeye devam ettim.
"Hey, tavşan.'' Beni çağırdığını duydum.
"Ne?"
*click*
"Jeongyeon!!!" Kameranın flaşı suratımda patlayınca sinirlendim.
Hep böyle yapıp sürekli resimlerimi çekiyor. Bunlar sürekli gizli çekim oluyordu! Ve bu sefer bu bir video!
"Jeongyeon! Sil onu!" Kamerayı almaya çalışırken söyledim.''Yoksa sana tokat atarım!"
"Atsana." Sırıttı. O sinir bozucu yaramaz gülümseyişi yine yapıyordu.
"Seni öldüreceğim!"
"Katil tavşan geliyor!!!" Beni videoya almaya devam ederken güldü.
"Kes şunu!" Onu tuttum ama kamerayı kollarıyla korudu. Aman Tanrım, nasıl olur da fiziksel olarak bu kadar zayıf olurum. 10 dakika boyunca boğuştuk. Lanet kamerayı alamamıştım bile.
"Aww, Nayeonnie bir muz yiyor! Şu an tam bir tavşan gibi gözüküyorsun!" Alay ediyordu.
"Yoo Jeongyeon!" Onu tutmayı bıraktım ve somurtup arkamı döndüm.
"Uhh ohh, birileri sinirli hyung." Chaeyoung hyung diye seslendigi Jeongyeon'a güldü. İkisine "eğlenceli olmayan erkek kardeşler" diyolardı.
Jeongyeon kamerayı kapattı ve omuzlarımı tuttu. "Tavşan, kızdın mı?"
Ona kötü kötü baktım. Kızgın değildim, sadece onunla dalga geçiyordum.
"Ya, kızma. Yüklemeyeceğim, yemin ederim."
"..."
"Nayeon~"
"...."
"Ya!!! Kızma!!!"
"......"
"Uggh! Boşver! Umrumda değil!"
Ne, şimdi de o mu kızıyor?
Chaeyoung'un Ağzından
Hyunga gülmeden duramadım. Şu an baya sinirli. Ve şimdi de ona yaklaşan kişi Nayeon. Hyung tam bir şakacı olduğundan bilindik bir sahne ama kolayca sinirlenebiliyordu.
"Jeongyeon! Kızdın mı? Sadece seninle dalga geçiyordum!" Nayeon hyungun omuzlarını tutarken söyledi.
"..."
"Jeongieee kızma!"
"..."
Şimdi de Nayeon endişeli görünüyordu. Sonra aniden neşelendi.
"Jeongie buing buing~ Kızma~"
Jeongyeon'un dudaklarının kenarları yukarı çıkmaya başlamıştı. Nayeon'un aegyosunun büyüsüne direnmeye çalışıyordu. Tüm üyeler birbirine anlamlı bakışlar attı. Onları çok tatlı bulmamıza engel olamıyorduk. Bu şu an izlediğimiz diziden daha eğlenceliydi.
"Jeongie, kızma. Bu tavşan korkuyor, seni seviyorummm! Shashasha~!" Nayeon Sana'nın shyshyshy'ını taklit ederek söyledi. Gülmeden duramıyorduk.
"Bu ne çeşit bir aegyo tavşan? Tatlı bile değil." Jeongyeon gülerek söyledi.
Evet haklısın, 'tatlı bile değil'? Domates gibi kırmızıydı. Kıkırdamıştı bile. Bu aegyoya karşı koyamıyordu. Kazanan Nayeon!
"Artık kızgın değilsin? Jeongieee!" Nayeon tavşan dişlerini göstererek gülümsedi.
"Değilim." Hyung güldü.
Bir süre sonra ayağa kalktı ve kendini düzeltti. "Nereye gidiyorsun Jeongie?" Nayeon sordu.
"Sadece bir süreliğine yürüyüşe çıkacağım. Bir şey almam gerek. Kek ister misin?" Nayeon'un favorisi kekti.
"Dongsaengine ne olacak hyung? Ben de kek istiyorum! Shashasha~" Ben de taklit ederek söyledim.
Bana ne yapıyorsun bakışı attı. İfadesiz suratı değişmemişti bile.
"Ha. Neyden bahsediyorsun?"
Ugh, onda işe yarayan tek aegyo Nayeon'unkiydi ve denemeye değmezdi bile. Sadece gözlerimi devirdim ve televizyondaki yakışıklı başrol oyuncusuna hayran olarak bakmaya devam ettim.
Jeongyeon'un Ağzından
"Jeongyeon buing buing~ Kızma~" O aegyo kafamda yeniden oynamaya devam ediyordu. O kadar tatlı bile değilken neresini sevimli bulmuştum?
Bir domates gibi kırmızı olduğumdan ve izlerken kafasını omzuma koyduğunda heyecanlandığımdan dolayı yürüyüşe çıkmaya ihtiyacım vardı. Neden bana bunu yapıyorsun, seni tavşan?
Dişleri çok tatlı olduğundan onu sürekli bununla kızdırıyordum. Gerçekte ise çok sevimli buluyordum. Ve gözleri, her zaman parlıyordu. Ve ben inkar edilemez bir şekilde büyüleniyordum.
"Jeongie, kızma. Bu tavşan korkuyor, seni seviyorummm! Shashasha~!" Yine aklıma gelmişti. Çok sevimliydi ve gülümsememe engel olamıyordum. Sana'nın shyshyshy'ı tatlıydı ama onunki neden bu kadar sevilesiydi?
Her zaman bunu söylüyor gerçi. Bu onun ben sinirliyken ya da küsken söylediği bir sözdü. Seni seviyorum demeleri sürekli aklımda sayıklanıyor, kalbime işaretleniyordu. Ama işaret yanma hissi gibi çok acı vericiydi, çok şeker ama çok acı. Çünkü onun seni seviyorum'unun... asla istediğim anlamla aynı olmayacağını biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Contract
FanfictionNayeon'un kalbi kırıktı ve Jeongyeon aniden onu hazırlıksız yakalayarak bir sözleşme yapmayı teklif etmişti. İkisinin de arasındaki her şeyi değiştirebilecek bir sözleşme. Bu nasıl olacaktı? İzin alınmıştır. Orj: https://www.wattpad.com/story/822532...