Bölüm 15: Kıskançlık olarak adlandırılan küçük bir şey

884 76 5
                                    

Dahyun'un Ağzından

Sahile gitmemizin üstünden 2 hafta geçmişti.

Yatağımdan kalktığımda Jeongyeon ve Nayeon'un masada flörtleştiğini gördüm. Sonunda çıkmaya mı başlamışlar?

Sana Tzuyu ile birlikte koltukta gülüyordu. Herkes onların mutlu olduğunu görebiliyordu.

Birden Momo'yu orada, onları izlerken gördüm. Onu böyle görünce göğsüme bir ağırlık oturdu.

Bir süreliğine çıkmışlardı ve gerçekten hala Sana'yı seviyor olabilirdi.

"Momo..." İsmini sesli bir şekilde söyleyince korktum. Dadu neden bu kadar sersemsin?!

Hepsi bana bakmıştı ve bu çok utanç vericiydi.

"Kullanılmış kıyafetlerinin hepsi odanda yerde duruyor, topla onları." Devam ettim.

Momo dilini şaklattı ve odaya girdi. Hepsini topladı. Odadan çıktı ve önümde durdu.

Suratlarımızın arasında neredeyse 2 cm kalacak şekilde yaklaştı. "Şimdi mutlu musun, Dahyun-ssi?"

Kafasını çekti ve kulaktan kulağa sırıttı. Gözlerimi devirdim ve mutfağa gittim. Uggh, ondan nefret ediyorum.

Ama... Bana gülümsediğinde yanaklarım feci bir şekilde kızarmıştı.

Kalbim çok hızlı atıyordu ve göğsümdeki sıcak his yükseliyordu. Kalp atışlarım çok şiddetliydi ve bir an bile yavaşlamıyordu. Suratlarımız çok yakınlaşmıştı ve şu an bile gergin hissediyordum. Gülümsemesi kafamda tekrarlanmaya devam ediyordu. Böyle davrandığında nasıl tepki vereceğimi bilemiyordum.

O kazadan beri aramız bir garipti.

Bazen, Momo ile eskisi gibi olmamızı diliyordum. Ama bu imkansızdı.

Yine yatak odasına gittim, içeride kimse yoktu. Yatağıma yatarken telefonum kurduğum alarmdan dolayı titreyip yere düştü.

Yatağın altına bakarken aniden büyük bir paket gördüm.

Çıkartırken pakete yapıştırılmış hediye kartındaki 'Dahyun'a, İyi ki doğdun!' yazısını okudum.

Ne? Bu benim için olan bir hediye miydi? O zaman neden alamamıştım?

Paketi açarken kolyedeki deseni gördüm. Bu bir kartal kolyesiydi.

Sahildeyken Momo'nun düşürdüğü kolye.

Nayeon'un Ağzından

"Hey. Çenende yemek kalmış." Jeongyeon silerken söyledi. Sözleşmeyi yapalı 2 hafta olmuştu ve buna alışmaya başlamıştım.

"Cidden çocuk gibisin." Gülerken söyledi. Ahh, böyle gülerken çok tatlıydı.

"YA!! Ben senin unnienim!" Bağırırken karşı çıktım.

"Hayır," Sırıtarak söyledi, "Sen benim kız arkadaşımsın."

Bunu deyince yanaklarım kızardı ve konuşamadım. Jeongyeon'un telefonu titredi ve bir mesaj gelince çok hızlı bir şekilde cevapladı. Birkaç gündür böyleydi.

"Jeongyeon, şuna bak! Hayranımın bana verdiği bir peluş oyuncak!" Tavşan oyuncağını ona gösterirken söyledim.

"Ah...Tatlı." Jeongyeon bana bakmadan söyledi.

Umutsuzlukla inledim. Birkaç gündür böyle yapıyordu, birisine durmaksızın  mesaj atıyordu ve söylediklerimize dikkat etmiyordu.

"Jeongyeon..." Ona seslenmeyi denedim ama sessiz kalıp mesajlaşmaya devam etti. "Jeongie~" Tekrardan seslenirken baş parmağımı yanağına bastırdım.

The ContractHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin