Jeongyeon'un Ağzından
"Nefret mi ettin?" Bileklerim gerginlikten dolayı titrerken söyledim. "Şu ana kadar yaptığımız şeylerden nefret mi ettin?" Bir cevap bulmak için suratına baktım. Çok incinmiş gözüküyordu.
Bunu zorla yapıyormuş gibiydi? Hatalı mıydım? Kalbinin atışları ve dudaklarının sıcaklığı kendimi haklı çıkarmak için olan bir illüzyon muydu?
"Nayeon-ah...cevapla." Ona baktım ama hala sessizdi. Nefret etmişti. Cevaplamadığı her saniyede kalbimin parçalara ayrıldığını hissediyordum. İçimdeki duyguları bastırmaya çalışırken aşağı baktım.
Aniden ağzından kelimelerin çıktığını duydum.
"Ben...nefret etmedim."
Bu duymak istediğim cevaptı ve umutlanmış hissetmiştim ama onun suratına baktığımda
Göz yaşlarını görmüştüm.
O anda kendimden nefret ettim. Onu ağlattığım için kendimden nefret ettim. İlgilenmek ve mutlu etmek istediğim insanı incittiğim için kendimden nefret etmiştim.
Eğer benimleyken sadece inciniyorsa, bunu bitirmem daha iyi olacaktı.
Nayeon'un Ağzından
"Ben...nefret etmedim." Cevapladım.
Bunu cevapladım ayrıca onu sevdiğimi fark etmiştim. Onu umutsuz bir şekilde seviyordum.
Ona aşık olduğum fikrini reddediyordum çünkü umutsuzca olacağını biliyordum.
Ama onu seviyorum.
O başkasına aşık olsa da.
Sadece başkasının yerine koyulmuş olsam da.
O anda göz yaşlarım yanaklarıma akmıştı. Jeongyeon bana korkmuş ve incinmiş bir şekilde baktı.
"Nayeon. Seni ağlattığım için özür dilerim...Özür dilerim. Çok özür dilerim." Bana sarılırken söyledi. Kalbimin kırıldığını hissetmiştim. "Seni ağlattım..."
Ona baktım. Sevdiğim kişiye.
Karşılıksız aşkım olan kişiye.
Ama dediği kelimeleri söylemesini hiç beklemiyordum, "...Artık sözleşme bitti."
Chaeyoung'un Ağzından
Nayeon yurda geldiğinde tek bir kelime söylememişti. Tüm üyeler anlamlı bakışlar paylaşmıştı. Atmosfer garip ve kasvetliydi. Demek istediğim grubun parlak enerjisi Nayeon bunalımdaydı.
Bir saat sonra, Jeongyeon gelmişti.
Sadece onlara bakarak bunun büyük bir kavga olduğunu söyleyebiliyordunuz. Eskiden olanlar gibi değildi. Bu ciddiydi.
Herkes uyuduktan sonra konuşmak için Jeongyeon'u verandaya sürüklemiştim. Koltukta otururken kahve içiyorduk.
"Hyung, ne oldu?" Ona sordum ama cevaplamadı.
Birkaç kelime ağzından çıkmıştı. "O kadar belli mi?"
"Tabiki, Nayeon ve sen. Kavga ettiniz." Söyleyince yine başka yere bakmıştı ve dalıp gitmişti.
"Sevgililerin ettiği bir kavga mı ettiniz?" Ona sordum, konuşmayı devam ettirebilmek için elimden geleni yapmaya çalışıyordum.
"Sevgililer huh?" Alayla güldü, "Sevgili değildik. Hepsi bir sözleşmeydi."
"Hyung, eğer çok kalbin kırıldıysa, ona çoktan itiraf etmeliydin." İyi bir niyetle söylemiştim ama Jeongyeon bana kötü kötü bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Contract
FanficNayeon'un kalbi kırıktı ve Jeongyeon aniden onu hazırlıksız yakalayarak bir sözleşme yapmayı teklif etmişti. İkisinin de arasındaki her şeyi değiştirebilecek bir sözleşme. Bu nasıl olacaktı? İzin alınmıştır. Orj: https://www.wattpad.com/story/822532...