Sana'nın Ağzından
"Tzuyu..." Peşinden giderken ona seslendim. Durmadı ve yürümeye devam etti.
Kalbim hızlı hızlı atıyordu ve nefessiz kalmıştım, onu çevirmek için sırtına dokundum, "Tzuyu."
Tahmin ettiğim gibi, suratında hiçbir ifade yoktu. Suratı güzel porselen bir oyuncak bebek gibi donuk ve duygusuzdu.
"Tzuyu." Tekrardan seslendim ama diyecek kelime bulamıyordum, ne diyebileceğimi ve nasıl açıklayacağımı bilmiyordum. Ama şu an onu kaybedecekmiş gibi hissediyordum.
"Ne oldu Sana?" Tzuyu hiçbir şey olmamış gibi sordu.
Kalbim parçalanmış gibi hissettim, kıskanmasını istiyordum. Çünkü bazen, onun aşkından şüpheleniyordum. Benim hakkımda neyi seviyordu? Bazen kıskandırmak için bilerek diğer üyelere bile yapışıyordum. Göğsüm her dakika ağırlaşıyordu.
"Kızdın mı?"
"Hayır..." Tereddüt etmeden cevapladı. Kızgın değildi, incinmişti. Tzuyu'm deminki yalandan dolayı incinmişti. Yalan söylediğimi biliyordu.
"Momo'ydu. Senden önce Momo'dan hoşlanıyordum ama---" Söylecek kelimeler ararken sözümü kesti.
Tzuyu kafasını sallarken sesinin titrediğini duydum, "Biliyordum."
Bana arkasını döndü. Minik beline ellerimi koyup sarılmama engel olamadım. Çenem omzundaydı ve ellerimizi birleştirmiştim.
"Tzuyu-ah...Özür dilerim..." dedim, "Lütfen."
Ve sonunda tuttuğu göz yaşları akmaya başladı ve bu benim kalbimi kırıp parçalara ayırmaya yetmişti. Kıskanmasını istemiştim ama onu incitmek istemiyordum.
"Biliyordum Sana. Çünkü bunca zamandır sana bakıyordum." Bana bakarken göz yaşları yanağına aktı.
"Momo ve ben o zamanlar gençtik. Aşk hakkında bir şey bilmiyorduk. Sevgililerin yaptığı her şeyi yaptık ama...kısa süreli bir ilişkiden fazlası değildi. Aşkı bilmiyordum." Devam ettim, "Yani, aşkı bilmiyordum...seni bulana kadar."
Tzuyu'nin göz yaşları daha çok akmaya başladı, kontrolsüz bir şekilde akıyordu. Ona sarıldım ve kollarımın arasına aldım, ağlaması yavaşça hıçkırığa dönüşmeye başlamıştı.
"Eskiden Momo'dan ve başka insanlardan hoşlandım. Bir sürü erkek ve kızdan. Ama şu an sensin." Suratını bana çevirirken söyledim. Yanaklarına dokundum ve dudakları daha pembe duruyordu, gözleri gökyüzündeki ışığı almıştı.
Düşünmeden, dudaklarımı onunkilere değdirdim. Ellerimi ensesine koydum.
Yavaşça yanaklarını tuttum ve diğer elimlede parmaklarımızı birleştirdim. Çok nazik ve çok doğru hissettiren bir öpücüktü. Her şeyi eriten ve dünyayı tersine çeviren bir öpücüktü.
Dudaklarımız ve nefeslerimiz bir olurken hissettiğim bu kontrolsüz arzudan ve mutluluktan dolayı patlayacak gibi hissetmiştim.
Ona daha sıkı sarıldım, Tzuyu'nin kalp atışlarını hissedebilecek kadar sıkı. Birbirimizin ruhlarına dokunurken kalplerimizin ritmi aynı şekilde atıyordu.
Kalbim sanki kocaman bir saatin tıkır tıkır işlemesi gibi hızla atıyordu. Hayatım boyunca hiçbir öpücük böyle hissettirmemişti. Sıkıca kucaklanmışım ve güvendeymişim gibi hissettiriyordu. Çok kusursuz ve çok harikaydı.
"Seni seviyorum." Doğal bir şekilde söyledim, sanki söyleyecek doğru kelimeyi düşünmeme gerek yokmuş gibi.
Tzuyu somurttu ve sordu, "S-seviyor musun?...Neden? Neden ben?"
Devam etti. "Güzel olduğum için mi?"
Tzuyu'nin Ağzından
"Tzuyu güzel ama sadece güzel."
"Ahh... Bakınca tatlı ama.."
"Tzuyu çok sıkıcı. Sadece güzel!"
Bunlar insanların benim hakkımda sık sık söyledikleri şeylerdi. Bu aslında ne olduğumdu. Yürüyen bir oyuncak bebek gibiydim. İfadesizdim ve insanlar için tek önemli olan şey görünümümdü. Küçükken annem benimle ilgilenirdi ve beni çok şımartırdı, o yüzden genelde sadece evde kalıyordum. Mahalledeki tüm erkekler de benimle uğraşırdı bu yüzden içime kapanık olmuştum.
Sonra, hislerimi ifade etmeyi zor bulmaya başladım.
Tüm hayatım boyunca böyle olacağımı düşünüyordum.
Aşık olana kadar.
Yabancı bir ülkede aşık olmuştum, pratik odasındaki Japon bir kıza. İlk günümde bana çarpmıştı ve komik aksanına gülmüştüm. O da gülmüştü.
Sonraki gün, merdivenlerden düşmüştü. Ondan sonraki gün, tamamen boşluğa takılmıştı. Daha sonraki gün, ağlamıştı çünkü yanlışlıkla kekini düşürmüştü. Her gün onu izlemek eğlenceliydi.
Bir gün, onu Momo ile el ele tutuşurken görmüştüm, başka bir Japon kız. Mutlu bir şekilde gülümsüyordu. Gizlice bakıştıklarını fark etmiştim. Daha mutlu görünüyordu. Ve neden kimsenin fark etmediğini merak etmiştim.
Ama ben fark etmiştim.
Gözlerimin önünde yaşanan sahneyi izlerken, birden o kıza aşık olduğumun farkına varmıştım.
Hatalarına gülmemi sağlayan o sakar kız. Beni yorgun görünce bana su veren o sakar kız. Yaklaşma şansım olmayan o sakar kız.
O kıza aşık olmuştum.
Olmasaydım bu kadar acıtmayacaktı. Olmasaydım göz yaşlarım akmayacaktı.
Etrafıma bir duvar koymaya başladım. Böylece o görmeyecekti, böylece o fark etmeyecekti. Her gün dua ettim ve şans diledim. Bir gün, dualarım ve dileklerim sonunda cevaplanmıştı. Acı ve özlem sonunda bitmişti. Sonunda beni fark etmişti. Çıkmaya başlamıştık ama hala şüphelerim vardı ve kalbim her seferinde ağrıyordu, günün birinde beni bırakır mı diye merak ediyordum.
Günün birinde benim bir hiç olduğumu ama tatlı bir surata sahip olup yürüyen bir oyuncak bebeğe benzediğimi anlayacak mıydı?
Hepsinden uzağa gittim ve Sana beni takip etmişti. İfadesiz kalmaya çalıştım ama ona karşı tamamen kırgındım. O benim zayıflığımdı. Tamamen kalbimi dolduruyordu.
Aniden yumuşak dudakları benimkilerin üstündeydi.
Daha önce birisini öpmemiştim ama hiç bu kadar kusursuz olacağını düşünmemiştim. Tüm varlığım kendini ona teslim etmişti.
Yumuşak dudaklarına dokunduğumda, sonunda dünyalar benim olmuş gibi hissettim. Kollarında beni hissederken kalp atışlarımız aynı atıyordu.
Ona aittim. Her zaman öyle olacağım.
"Seni seviyorum." dediğinde kalbim mutluluktan dolayı patlayacakmış gibiydi.
Ama sonra, şüpheyle dolunca kaşlarım çatıldı. "S-seviyor musun?...Neden? Neden ben?" Sordum. "Güzel olduğum için mi?"
"Güzelsin. Hem de her açıdan ama seni sadece o yüzden sevmiyorum. Utanınca yanaklarının kızarmasını seviyorum. Sabahları yarı uykulu olsan da bana sarılmanı seviyorum." Sana gülerek söyledi.
"Kızdığın zaman alnının kırışmasını seviyorum. Bana sesleniş şeklini seviyorum. Somurtmanı, parmaklarının oynayışını, sesinin nasıl duyulduğunu seviyorum"
"Ne kadar samimi ve dürüst ve düşünceli olmanı seviyorum. Senin hakkındaki her şeyi seviyorum. Seni güzelliğinden dolayı sevmedim,
sadece öyle oldu ki aşık olduğum kişi güzel birisi."
Gülümsedim. Lanet, beni gerçekten, çılgınca ve derin bir şekilde kendine delice aşık ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Contract
FanfictionNayeon'un kalbi kırıktı ve Jeongyeon aniden onu hazırlıksız yakalayarak bir sözleşme yapmayı teklif etmişti. İkisinin de arasındaki her şeyi değiştirebilecek bir sözleşme. Bu nasıl olacaktı? İzin alınmıştır. Orj: https://www.wattpad.com/story/822532...