Bölüm 22: Değerli Penguen

940 77 11
                                    

Jeongyeon'un Ağzından

"Ya tavşan, hadi uyan." Onu salladım. Suratını inceledim ve dudaklarına bakınca aniden utanmıştım. Dün ne olduğunu hatırlamıştım ve kafamdan atmaya çalıştım. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum.

"Nayeon-ah...uyan. Hala yapmamız gereken şeyler var..." Yine salladım.

Nayeon uyandı ve bir saniyeliğine gözünü kırpıştırdı. Bana baktı ve ayağa kalkıp tuvalete gitti, sorunu ne?

Sana kahvaltıyı hazırlamıştı, her zamanki gibi. Nayeon'un yanına oturdum. Hepimiz masadayken iki maknaede hala yataktaydı. Ama sadece sessizce yanıma oturdu ve deminki gibi hiç konuşmadı. Bana kızgın mı?

"Hey, yarından sonraki gün Tzuyu'nun doğum günü değil mi?" Jihyo birden konuştu.

"Maknae 17 oluyor~" Dahyun gülümsedi, "Bir şey yapmamız lazım!"

"Sana-chan ne düşünüyorsun?" Momo ona sordu. "...ve bir daha 5 katlı pasta yapma."

Gülmeye başladık. Demek istediğim, her yıl Sana sürekli sevgili Tzuyu'su için 5 katlı pasta yapmayı öneriyordu ama çok büyük olduğundan hepsini yiyemiyorduk bile. 

Geçen yıl, Sana-chan hepsini yememiz için bizi zorlamıştı. Eğer yemezsek tüm hafta boyunca akşam yemeği yapmayacaktı. O günden beri her pasta gördüğümde bir titreme geliyordu.

"Hepimiz Tzuyu için süpriz bir parti yapmalıyız!!!" Dahyun bağırdı ve salağın kafasına vurmama engel olamamıştım.

"Shh!" Parmağımı dudağıma bastırırken söyledim. "Eğer söylersen bu bir süpriz parti olmaz!"

Nayeon'un Ağzından

"Shh!" Jeongyeon parmağını dudağına bastırırken söyledi. Başka tarafa baktım. Yani ona bakamıyordum bile! Ona bakınca utanıyordum. Dudaklarımız birbirine değdiğinde nasıl hissettirdiğini hatırlayınca suratımın sıcaklaşmaya başladığını hissetmiştim.

Her şey yeniden aklıma gelmişti. Çok utanıyordum. Lanet, Jeongyeon'u bu kararsız kalp yüzünden görmezden geliyordum.

"Günaydın!" Chaeyoung masaya katıldı ve kahvaltı etmeye başladı. Mina'nın yanına oturmuştu ama bu garip atmosferde ne böyle?

Aralarında bir şey mi oldu?

Mina'nın Ağzından

"Mina..." Chaeyoung'un seslendiğini duydum, "Kahve ister misin?"

Yeniden yemeğe devam ederken kafamı salladım. Hiçbir şey olmamış gibi benimle konuşmaya çalıştığında kalbimin söndüğünü hissetmiştim. Bunu kafasından atmayı mı planlıyor?

Chaeyoung...Bu itiraf için tüm kalbimi vermiştim. Onu sana söyledikten sonra normal davranmayı mı planlıyorsun?

O zaman neden beni öptün?!

Chaeyoung'a çok sinirlenmiştim...ve incinmiştim.

Daha fazla kaldıramadığımdan ayağa kalktım ve odaya gittim. İçinde penguen oyuncağı olan çantama baktım. Anahtarlık boyutundan biraz daha büyüktü. 'Pitch pitch pitch' animesinde tatlı bir karakter olan mavi penguene baktım.

"Çirkin." Çöpe atarken söyledim. Birkaç saniye sonra çöpten geri almıştım.

"Çok aptalım." Oyuncaktaki kirleri silerken iç çektim. Bakarken aniden bir anı aklıma gelmişti,

Sixteen'deki ilk sahnemdi ve daha önce hiç bu kadar gergin hissetmemiştim. Terliyordum ve ellerim titriyordu. Sonra aniden parmaklarımda bir sıcaklık hissetmiştim.

The ContractHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin