Bölüm 26: Şehir ışıkları

769 72 10
                                    

Jihyo'nun Ağzından

"Ne?!" Chaeyoung bana planı söyleyince bağırdım. "Dediklerini tekrar edebilir misin?"

"Dedim ki...Momo Jeongyeon'u öpecek." Küçük cüce gözlerini devirerek söyledi.

"Ciddi misin? Bu delilik. Ve Momo bunu yapacak mı?" Jokbalını çiğnemekle meşgul olan Momo'ya baktım.

"Sorun yok. Yaparsam bana jokbal vereceğini söyledi." Momo başka bir ısırık alırken söyledi. Tanrım, bunlar delirmiş.

"Hadi ama jokbal için terbiyesinden vazgeçiyor, durdur onu." Minari'yi sallarken söyledim. "Minari, uyan."

"Momo'nun terbiyesi yok. Neredeyse tanıdığın herkesi öpmüştür." Tzuyu iç çekerek söyledi.

Ne.oluyor.be.

Momo'nun  playgirl olduğunu bir kenara koyarsak, bunun sadece durumu daha da kötüleştireceğini biliyordum.

"Bu senin harika B planın mı?" Kafamı ovuştururken sordum ve çok zeki olan Minatozaki Sana'ya baktım.

Sana sırıttı, "Evet!"

Hepimiz ilk birinciliğimizi kutlamak için dışarıda yemeye karar vermiştik. Herkes sahnede baya ağlamıştı ve bence bu bir yudumu hakkediyor. Planı uygulamaya karar vermiştik. Momo Jeongyeon'u dışarıya sürüklemişti ve onunla konuşuyordu. Momo Nayeon'un onları görmesi için benim numaramı arayarak sinyal verecekti.

Onlara bakarken Mina'ya baş parmağımı kaldırdım. Ayağa kalkmak üzereyken...aniden---ne oluyor?!

Momo'nun Ağzından

"Jeongyeon." Onu restoranın çatı katına sürüklemiştim. Burası gizli bir yerdi. Burası yüksekti ve sanırım bu tüm tatlı şehir ışıklarını görmeni sağlıyordu.

"Nayeon ile nasılsın?" Sohbet etmeye çalışırken sordum. Benim için yaptıkları planı düşündükçe utanıyordum. Öpüşmeye alışıktım, her zaman yapıyordum.

Ama asla sevdiğim kişi ile yapamamıştım. Evet, bu kötü bir karmaydı.

Sanırım, Jeongyeon'u o insanlardan birisiymiş gibi düşüneceğim. Şu an iyi bir zaman. Bu kişiyi öpmeyi planladığımdan onların gelmesi için numarayı aradım. Cidden kusacakmış gibi hissediyorum.

Planı yapmak üzereyken Jeongyeon birden iç çekmişti. Şehir ışıklarına bakarken daha önce hiç bu surat ifadesini görmemiştim. Gözlerinde özlem vardı.

"İyi değiliz...Moguri, onu ağlattım." Sesindeki acıyı hissederken söylemişti. "Sevdiğin kişiyi incitmek çok acıtıyor."

Bunu söyleyince göğsümde bir acı hissetmiştim. Eskiden, Dahyun önümde ilk kez ağladığında en kötü insan olduğumu düşünmüştüm, nefret ettiği Momo'dan nefret etmiştim. Onu ağlatan Momo'dan nefret etmiştim. Kendimden nefret etmiştim.

"İkinizde iyi olacaksınız." Jeongyeon'un sırtını okşarken söyledim. Güldü ve iyi bir avutucu olmadığımı söyledi.

"Ouch." Bir süre şehir ışıklarını izledikten sonra Jeongyeon aniden gözünü ovmaya başladı.

"Ne oldu?" Suratına bakarken sordum, yanaklarını tuttum, ona ne olduğuna baktım.

"Gözümde bir şey var." Sol gözü kapalıyken ve biraz suluyken söyledi.

"Üfleyeceğim." Güldüm ve yavaşça dudağımı gözüne doğru götürdüm.

"HAYIR!" Dahyun'u görünce birden durdum. Terli, heyecanlı ve panik olmuş görünüyordu. "D-demek istediğim...Yapma Momoring. Onu öpme. Lütfen..."

The ContractHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin