Nayeon'un Ağzından
Çekim çoktan bitmişti ve Jihyo kutlama yapacağımız için beni eve çağırmıştı. Hızlı bir şekilde hazırlandım ama binadan çıkmak üzereyken Minhyuk oppayı görmüştüm.
"Minhyuk oppa!" Sersem bir şekilde ona doğru yürürken söyledim. "Bugün iyi iş çıkardın!"
"Sen de, Nayeon." Gülümsedi.
Aramızda bir sessizlik oluştu ve birisini bekliyormuş gibi sürekli saatine bakıyordu.
"Birini mi bekliyorsun?" Ona sordum.
"Evet."
"Kimi?"
"Sadece birisi." Suratında bir gülümseme belirdi.
Neden bilmiyorum ama şimdi hissetmiştim, o ulaşılmazdı. İlk tanıştığımızdan itibaren olan anılarımız aklıma gelmişti.
Neredeyse bir yıldır ondan hoşlanıyordum. Nayeon, ona şimdi söyle.
"Minhyuk oppa, b-ben...senden u-uzun zamandır...hoşlanıyorum."
Ona söyledim. Gergindim ama ona söyleyebilmiştim.
Şaşkın gözüküyordu ama devam ettim, "İlk tanıştığımızdan beri senden hoşlanıyorum."
Ona baktığımda suratında üzgün bir ifade vardı, "Üzgünüm Nayeon."
"Birisini 4 yıldan beri seviyorum ve geçenlerde beni kabul etti. Şu an çıkıyoruz." Minhyuk devam etti.
"Oh. Özür dilerim, sana itiraf etmekle aptallık ettim.''
Bunun olacağını biliyordum ama yinede acıtıyordu. "O zaman tebrik ederim."
"Teşekkürler Nayeon. Beni sevdiğin için de teşekkürler. Bu bir onur." Kafamı okşayarak söyledi.
"Gerçekten mi? Beni yanlış anlama ama senden daha iyi birisini bulacağım." Gülümseyerek söyledim.
"Cidden mi?" Güldü. "Bu konuda iyi şanslar."
"Her zaman oppan olarak kalabilirim, benim için hep küçük bir kız kardeş gibiydin." Bana bakarken devam etmişti.
"Peki."
"Pekala. Gitmem gerek. Başka bir şov için çekimlerim var. Görüşürüz Nayeon!" dedi.
Arkasını dönüp yürümeye başladığında kalbimin ağırlaştığını hissettim ve göz yaşlarım akmaya başladı. Yani onunla tanışmadan önce bile o başkasına aitti. Şansım yoktu ve asla olmayacaktı. Kalbim çökmüş gibi hissediyordum, hiçbir zaman bu kadar boş hissetmemiştim. Arabaya bindiğimde göz yaşlarımı tutmaya çalıştım.
Birkaç dakika sonra yurda ulaşmıştım.
Ne?! İçiyor muyuz?!
Mina ve Chaeyoung içmeyi önermiş gibi gözüküyor ve çok tatlı olduklarında karşı çıkamamıştım.
Bazı anlarda ne olduğunu unutuyordum ama hala aklıma geliyordu. Gülümsedim ve suratımı göstermemeye çalıştım.
Başkasına söyleyemezdim. Yanımda birileri vardı ama yalnız hissediyordum.
Odadaki kişiler tek tek sarhoş olana dek içtim ve içtim. İlk sarhoş olan kişi Mina'ydı. Aslında eğlenceliydi. Sonra Momo Jeongyeon ile bir iddiaya girdi. Söylemek istemedikleri sırları varmış gibi görünüyorlardı. Jeongyeon bunalımda gözüküyordu, göstermiyordu ama öyleydi. Bana açıklayamayacağı kadar güvenilir olmadığımdan kendimi kötü hissediyordum. Momo ve onun yakınlaşması sinirimi bozuyordu. Ve bize söylemek istemedikleri sırları vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Contract
FanfictionNayeon'un kalbi kırıktı ve Jeongyeon aniden onu hazırlıksız yakalayarak bir sözleşme yapmayı teklif etmişti. İkisinin de arasındaki her şeyi değiştirebilecek bir sözleşme. Bu nasıl olacaktı? İzin alınmıştır. Orj: https://www.wattpad.com/story/822532...