Dahyun'un Ağzından
Battaniyeye sarılmış bir şekilde yurdun dışında oturuyordum. Hava soğuktu ama yine de dışarıda duruyordum.
Karanlıktı ve biraz da korkutucuydu o yüzden ayağa kalkıp sesli bir şekilde "Like a Fool" u söylemeye başladım.
Şarkının sonuna gelmek üzereyken ayak sesleri ve tanıdık bir ses duydum, bunlar Tzuyu ve Sana'ydı.
"Tzuyu! Çok teşekkür ederim!" Sana'nın heyecanla bağırmasını duydum. Aman Tanrım, işte Twice'ın en sinir bozucu ama bir o kadar da tatlı çifti.
Tzuyu gülümsedi ve elini tuttu, sonra Sana uzun kızı öpmeye hazırlandı.
AİGOO! BUNU GÖRMEME GEREK YOK!
"Oh hey! Sana-chan! İyi misin?!" Sana birden yere takılınca Tzuyu bağırdı.
Sana güldü ve sızlandı, "Uggh! Neden bu kadar sakarım?"
Tzuyu üzgün görünen Sana'ya güldü ve suratını tuttu.
"Salak Sana-chan. Sana söylemedim mi? Senin tüm hallerini seviyorum."
Sana ona gülümserken, Tzuyu eğildi ve onu hafifçe öptü.
"En iyi hediye buydu." Sana gülümserken söyledi.
Ayağa kalkıp el ele tutuştular ve yürürken benim hepsini gördüğümü fark ettiler.
Tzuyu ve Sana tamamen kızarmıştı. Evet! Cidden her şeyi gördüm.
Sana beni azarladı, "Dahyun-ah! Neden gizlice dinliyorsun?!"
Gözlerimi devirdim, "...Bunları görmek bile istemiyordum. Sizden önce buradaydım."
"Pekala, biz içeri gireceğiz. Geliyor musun?" Sana birkaç adım yürüyüp söyledi, kız arkadaşının elini tutuyordu.
"Hayır. Burada kalacağım." Battaniyeyi biraz daha kendime sararken söyledim. Aniden rüzgar esmişti.
Sana bir süre bana ciddi bir suratla baktı. Ona iyi olduğumu söyleyip baş parmağımı kaldırdım.
30 dakika daha kaldıktan sonra Nayeon ve Jeongyeon gelmişti. Jeongyeon Nayeon'u sırtında taşıyordu.
Nayeon çoktan uyuyakalmıştı ve küçük bir tavşan gibi tatlıydı. Jeongyeon'un etkilenmesine şaşmamalı.
"Omo, Nayeon'u kaçırıyor musun?" Jeongyeon'a sorunca kızarıp güldü ve dedi, "Shh! Nayeon'um uyuyor."
"Evet doğru. 'Senin Nayeon'un'." Onunla dalga geçerken söyledim.
"Kapa çeneni. İçeri girmiyor musun?" Jeongyeon sordu, "Saat çoktan 1:00 oldu."
Kafamı salladım, "Hayır. Burası iyi."
Gittiler ve başka bir 30 dakika daha kaldım. Jihyo'nun kapıyı açtığını gördüm.
"Dadu, yine burada kalmamalısın. Sürekli bunu yapıyorsun." Jihyo bana bir fincan kahve verirken söyledi.
Gülümsedim, "Teşekkürler unnie!"
"Ne oldu? Onu mu bekliyorsun? Biliyorsun hep geç geliyor...ve her zaman yeni bir sevgilisi oluyor. O hep iyi olacak."
"Hayır, Momo için falan beklemiyorum!" Sesimin yükseldiğini ve kasvetli olduğunu fark ettim. Yalanlar.
"Oh hadi ama Dadu! Yalan söyleme, bunca zamandır onu beklediğini görebiliyorum. Her zaman."
Aramızda olan şeyleri hatırlayınca göğsümün ağırlaştığını hissettim, "Hayır, ondan nefret ediyorum...Ondan nefret ediyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Contract
FanfictionNayeon'un kalbi kırıktı ve Jeongyeon aniden onu hazırlıksız yakalayarak bir sözleşme yapmayı teklif etmişti. İkisinin de arasındaki her şeyi değiştirebilecek bir sözleşme. Bu nasıl olacaktı? İzin alınmıştır. Orj: https://www.wattpad.com/story/822532...