Bölüm 32: Ayın Ortaya Çıkışı

976 72 48
                                    

Momo'nun Ağzından

Yurttan yakındaki parka kadar koşu yapmıştım. Ter suratımdan karnıma doğru akarken tatmin olmuş hissediyordum.

Etrafta yürürken taze sabah havasını hissedebiliyordum. Birkaç dakika sonra, yurda geri dönmeye karar verdim.

Yürürken aniden genç bir kadına çarptım, basit kıyafetleri ve siyah çerçeveli gözlükleri vardı. Ona çarpınca tuttuğu kağıtlar her yere dağılmıştı. Dağılmış kağıtları aldım ve deri kaplı bir not defteri gördüm.

'Ölmek üzereyken aşık olmanın nasıl bir his olduğunu biliyor musun? Bu ölümü daha da acılı yapıyor.' Deri kaplı defterdeki yazıyı okuyunca kalbim kırılmıştı.

"Teşekkürler." Ona kağıdı ve not defterini verirken söyledi. 20'li yaşlarında gibi gözüküyordu ve uzun ve inceydi. Saçları dağınıktı ve dudakları çatlak ve beyazdı, biraz donuk ve stresli görünüyordun.

Gözlüklerini düzeltti ve bana baktı, "Sen...Twice'dan Momo'sun değil mi?"

"Evet." Kafamı sallayarak söyledim.

"Sen harikasın." Neşeyle gülümserken söyledi, hala bana bakıyordu, "Yanılmamışım! Sen hikaye için harikasın!"

Sol kaşımı kaldırırken tuhaf kadına baktım. Ne diyordu?!

"Yaklaşan bir projenin yazarıyım ve dün menajerini aradım. Bir lezbiyen filminde başrol olmanı istiyorum. Ve...seni şahsen görünce, yanılmadığımı kanıtlamış oldum."

"Omo, hayır!" Karşı çıkarak söyledim, "Ben oyunculuk yapmıyorum. Aktris değilim."

"Lütfen...bu film iyi olacak. Seni ilk gördüğümde, rol için harika olduğunu anlamıştım. Bunda oynamanı istiyorum. Bu ölen bir kız hakkındaki bir hikaye. Bıraktığı günlüğün hikayesi." Deri kaplı not defterini gösterirken söyledi.

"Cidden mi?" Kaşımı kaldırdım, deminki yazı o kızın günlüğündendi. Arkamı döndüm ve ona zayıf bir gülümseme gösterdim, "Bunun hakkında düşüneceğim."

İsteği düşünürken yurda koştum. İlgi çekiciydi ama bir aktris olabilir miyim bilmiyorum. Biraz sonra yurda ulaşmıştım.

"Günaydın." Aniden Dahyun'u lobinin önündeki ağacın altında otururken görünce korkmuştum. Bana bakarken elinde bir fincan kahve tutuyordu.

"Günaydın Dadu." Onun sevimli suratını görünce istemsiz bir şekilde gülümserken söyledim. Dağınık topuzu, hala uykulu olan gözleri ve suratındaki sırıtış beni her zaman endişeli yapıyordu.

Kahveden bir yudum aldı. Kahvenin çıplak dudaklarına değdiğini görmek beni biraz büyülemişti, tüm vücudumu titretmişti. Dudakları ince, pembe ve çok yumuşak görünüyordu. İçerken, alt dudağında biraz kahve kalmıştı. Kahveyi onun yumuşak dudaklarından sildiğimi hayal ettim ve onu öp---

"Kahve?" Kahveyi bana gösterince ona bakmayı kestim. Ne hakkında düşünüyordum ben?

Bir cinayeti planlarken yakalanınca tamamen kızarmıştım ve  kalbim hızlanmıştı. Hayır demeye çalışarak kafamı salladım ama hala kahveyi bana sallıyordu. Bu kız her zaman saldırgandı.

Onunla aynı fincandan içince uyanık hissetmiştim. Lanet, bu ilk aşkımı tekrardan yaşıyormuşum gibiydi. Ama ne yapabilirim? Zaten o benim ilk aşkım.

Oh Dahyun, sana çok aşığım ve sen asla bilmeyeceksin.

"Dün gece bir kız yurda geldi ama sen burada değildin. Seni arıyordu." Dahyun bana bakmadan söyledi.

The ContractHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin