1 "Cezaevi"

392K 16.7K 6.8K
                                    


BELİZ

Donukça karşımda ki denizi izliyordum. Havanın soğuk olması umrumda bile değildi.

Montuma daha çok sarıldım, dışarı da doğru dürüst kimse yoktu. Kimse bu hava da dışarı çıkmıyordu.

Titresem bile umursamadım, sadece montuma daha çok sokulmakla yetindim.

Şimdi eve gidersem eğer, üvey annemin ve kız kardeşimin azarlarını dinleyecektim. Buna hiç gücüm yoktu.

Telefonumun çalmasıyla soğuktan uyuşmuş olan elimi hareketlendirdim. Arayanın kim olduğunu tahmin etmek zor değildi. Hatta hiç değildi... Babamdan başka kimse merak edip beni aramazdı.

Ekrana baktığım da bir kez daha haklı olduğumu gördüm. Yavaşça telefonu açtım.

"Babacığım?" Sesimin soğuktan titremesine engel olamamıştım.

"Beliz Yargıcı ile mi görüşüyorum?" Kaşlarımı çattım, bu adam da kimdi?

"Sen kimsin?" Dedim direkt.

Kimseyle sohbet etmezdim. Hiçkimsenin iyi olduğuna dair bir inancım kalmamıştı artık. Herkes kötüydü, tanıdığım herkes aptaldı! Kimseye güvenim kalmamıştı.

Yeni insanlarla da tanışmayı sevmezdim. Yeni insanlar demek yeni sorunlar demekti benim için. Çoğu kişinin gözünde soğuk bir kızdım, babam hariç...

"Ben Emniyet Müdürlüğünden arıyorum. Babanız tutuklandı ve ailesi olarak gelip sizin de ifade vermeniz gerekiyor." Kaşlarımı çattım.

"Dalga mı geçiyorsun benimle?" Dedim.

"Hayır tabii ki! Sadece gelip ifade vereceksiniz, ailesi olduğunuz için sizinde ifadenizi almak durumundayız." Hâlâ anlamamıştım.

"Babamın orada ne işi var?" Dedim gözlerimi kısarak.

"Beliz Hanım, detayları burada öğrenirsiniz. Acele etseniz iyi olur." Telefonun kapanmasıyla yavaşça banktan kalktım.

İstanbul'un soğuk havasını iliklerime kadar hissetmiştim. Soğuktan donan bacaklarımı birbirine sürttüm.

Biri benimle dalga geçiyor olmalıydı... Cidden, benim babamın karakolda bir işi olmazdı.

Biz kendi halimizde geçinen orta durumlu bir aileydik. Sıradan normal bir aile... Gerçi bize aile denilebiliyorsa... Bundan da emin değildim. Sanırım gerçekten aile olan şey babam ve bendim.

Gerçek annem ise ülke dışında yaşıyordu ve işleri çok yoğundu. Onunla görüşemiyordum bile! İşinden başını kaldıramazdı genelde. Babamla da ben küçükken bu yüzden ayrılmışlardı.

Daha fazla düşünmek istemedim ve soğuktan donan bacaklarımı hareket ettirdim.

İleri de bir taksi görmemle ona doğru ilerledim.

"Karakola." Dedim ve direkt taksiye bindim. Adam bu tavrıma şaşırsa da umursamadım.

On dakika sonra geldiğimizde taksiciye parasını ödeyip aşağıya indim.

Soğuk hava yeniden vücudumu ele geçirirken hızlı adımlarla karakola girdim.

Bir tane polise yaklaştım.

"Beni çağırdınız?" Dediğimde beni baştan aşağıya süzdü.

"İsminiz?" Diye sordu.

"Beliz Yargıcı." Adam başını olumlu anlamda salladı ve beni kolumdan tutarak bir odaya yönlendirdi.

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin