BELİZ
Sessizce Kurt'un koyu kahve gözlerini izledim.
Yanlış anlamış olmalıydım değil mi? O bana başka bir gözle bakmazdı.
Üstelik evliliğe karşıydı.
Evet, ben yanlış anlamıştım...
"Beliz inan ki verdiğin tepkinin normal olduğunu biliyorum. Sana her şeyi açıklayacağım, lütfen sakin ol." Yavaşça önümdeki tabağı ittim.
"Sen az önce ne söyledin?" Dedim emin olmak istercesine.
"Evleneceğiz." Zorlukla yutkundum ve başımı iki yana salladım.
"K-Kurt şu anda sadece saçmalıyorsun!" Neler döndüğü hakkında hiçbir fikrim yoktu.
"Beliz izin verirsen her şeyi açıklayacağım-" Sözünü kestim.
"Sen ne saçmaladığının farkında mısın?" Diye bağırdım. "Ben daha on sekiz yaşındayım, ne evliliğinden bahsediyorsun?! Üstelik seninle evlenecekmişim, hani sen benim abimdin?" Hızla ayağa kalktım.
"Beliz?!" Hızlı adımlarla çıkışa ilerlememle birden kolumu tuttu.
"Bırak beni!" Diye bağırdığımda gözlerime baktı.
"Önce yemeğini bitireceksin, sonra sana her şeyi anlatacağım!" Kolumu çekmeye çalışmamla beni yeniden masaya sürüklemesi bir oldu.
Sinirle ona baktım ve göz devirdim.
"Gitmek istiyorum!" Dedim.
"Beliz bak yavrum şu önündekini ye." Net sesiyle birlikte balığa baktım.
"İştahım kalmadı!" Gözlerini kıstı.
"Beliz seni buradan aç olarak götürmem onu yiyeceksin!" Alayla güldüm ve tabağı yere fırlattım.
"Bak yedim!" Dedim ve tekrar ayağa kalktım.
Hızlı adımlarla çıkışa doğru yürüdüm ve kendimi dışarıya attım.
İstanbul'un soğuk havası bütün bedenime işlerken umursamadım ve yoldan karşıya geçtim.
Mutlaka bir taksi bulmayı umuyordum.
Annem haklıydı...
Kurt bana böyle bir şeyi nasıl teklif edebilirdi? Üstelik teklif bile etmemişti, evlenmeye karar vermişti!
Belimde hissettiğim ellerle korkuyla çığlık attım ve arkama baktım.
Kurt olduğunu gördüğümde kolumu tuttu ve beni arabaya sürükledi.
"Bırak!" Diye bağırmamla arabanın kapısını açtı ve beni zorla otutturdu.
Sinirle başımı cama yasladığımda yanımda bir hareketlilik hissettim.
Kurt çoktan arabayı çalıştırmıştı ve gaza yükleniyordu. Umursamak bile istemedim, çok tuhaf şeyler yaşıyordum.
Yaklaşık yarım saat sonra araba durmuştu. Etrafıma baktığımda hiçkimsenin olmadığını fark ettim. Çok güzel ve sessiz bir sahile benziyordu.
"İn güzelim." Ona kötü kötü baktım.
"İnmiyorum!" Kurt sakin kalmak istercesine gözlerini kapattı.
"Beliz sana in dedim, kavga etmek istemiyorum!" Sesini yükseltmesiyle birlikte ofladım ve arabadan indim.
Deniz kokusu burnuma dolduğunda huzurla içime çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)
Ficción GeneralGENEL KURGU #1 Babasından başka hiç kimsesi olmayan bir genç kız... 28 Yaşında hapishanede mahkûm bir adam... Ya bir gün olur da genç kızın babası da o cehenneme düşerse? Bir gün olur da bu yabancıya kızını emanet etmek zorunda kalırsa? *** "Sen...