47 -FİNAL-

243K 9.1K 2.1K
                                    

BELİZ

5 AY SONRA:

Hamileliğimin dokuzuncu ayındaydım.

Gerçekten artık karnım o kadar çok büyümüştü ki hareket bile edemiyordum.

Zorlukla oturduğum yerden kalktım ve çalan kapıyı açmaya gittim.

Kapıyı açtığımda gördüğüm güllerle birlikte şaşkınca Kurt'a baktım.

"Bu ne?" Diye sordum.

"Gül." Elindeki gülleri kokladı.'"Bu böyle şekli güzel bir şey işte, kadınlar bunu görünce çok mutlu oluyor." Güldüm ve göz devirdim.

"Bunları bana mı aldın?" Kurt tek kaşını kaldırdı.

"Beliz anana alacak hâlim yok ya!" Güldüm.

Kurt'un elinden gülleri aldım.

Beyaz ve kırmızı güller çok güzel gözüküyordu. Kırmızı güller kalp şeklini oluşturmuştu.

"Kurt ilk defa bana gül aldın..." Ona döndüm. "Neden aldın ki?" Kahkaha attı.

"Alsam bir dert almasam bir dert." Yanağımı öptü. "Karım mutlu olsun istedim." Güllere baktım.

"Teşekkür ederim, çok güzeller." Sıcak bir gülümsemeyle ona baktım. "Yani hiç almadığın için şaşırdım, nereden esti bu şimdi?" Kurt belime sarıldı.

"Tam eve gelirken yolda yeni açılmış çiçekçiyi gördüm ve kendi kendime söylendim." Bana yaklaştı. "Ulan bu kız gencecik yaşında benim çocuğumu taşıyor dedim içimden, sana hiç böyle şeyler almadığımı fark ettim." Kıkırdadım.

"Ya..." Kurt'a sarılmaya çalıştım. "Eğilsene biraz." Diye mırıldandım.

Kurt eğildiğinde ona sımsıkı sarıldım.

"Ya seni yerim ben." Yanağını sıktım. "Bir de üzüldün mü?" Kurt sıkıntıyla iç çekti.

"Sizin yanınızda olamadığım için üzülüyorum Beliz. Son zamanlarda iyice geç gelmeye başladım, sen neredeyse doğuracaksın. Savcılığa dönmem hata mıydı bilmiyorum." Parmağımı dudaklarına bastırdım.

"Şş, böyle düşünme..." Dedim. "Senin işin bu değil mi? Sırf bu yüzden İstanbul'a geldin, sırf bu yüzden deli gibi çalıştın. Tabii ki işini yapacaksın yakışıklım. Ben zaten hep annemlerdeyim, tehlike altında değilim ki." Kurt yanağımı okşadı.

"Seni çok özlüyorum." Diye itiraf etti. "Seni sadece akşamları ve sabahları görüyorum." Gülümsedim.

"Ben de savcı olacağım, o zaman hiç ayrılmayacağız. İş yerinde de birlikte olacağız." Dedim.

"Bir olma bakalım ben sana neler yapıyorum..." Kaşlarımı çattım. "Yani öyle kaytarmana izin vermem. Savcı olmak kolay mı sanıyorsun? Bok kolay!" Göz devirdim.

"Kolay demedim ki zaten." Güldü.

"Valla güzelim oturup deli gibi çalışacaksın. Ezberin iyi olmasa bile sayfalarca ezber yapacaksın. Kıçın çıkacak ama pes etmeyeceksin." Ona yaklaştım.

"Sen bana pek güvenmiyorsun herhâlde?" Dedim.

"Güveniyorum aslında, sadece çok çalışman gerekiyor. Ben sana çok destek olacağım toliçona, başarısız olmana imkân yok." Dedi.

"Egoist." Ona sokuldum. "Pis savcı." Güldü.

"Kokunu özledim." Burnunu saçlarıma gömdü. "Angelozi..." Diye fısıldadı.

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin