36 "Gurur"

248K 11.2K 2.8K
                                    

BELİZ

Selim bana sarıldığında tir tir titriyordum.

"K-Kurt..." Hıçkıra hıçkıra ağlarken saçımı öptü.

"Tamam yengem, o iyi olacak." Dedi. "Sana söz veriyorum ki Kurt iyileşecek, hem o seni bırakır mı?" Bir şey söylemek istemedim.

"Yengem?" Salih yanıma geldiğinde elindeki meyve suyunu bana uzattı. "Hiçbir şey yemiyorsun, bari şunu iç." Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Kocamı istiyorum..." Selim iç çekti ve elimi tuttu.

"Ulan o seni bırakır mı be, hem de çocuğunuz olacak!" Dedi.

Salih önümde diz çöktü ve meyve suyunu bana uzattı.

"Haydi güzellik." Canım istemiyordu.

"Midem almaz." Dedim.

Yoğun bakımın önünde kaç saattir bekliyorduk ve ben artık dayanamıyordum...

Ona sıkılan o kurşun beni daha çok yaralamıştı sanki, ona bir şey olursa eğer ben ölürdüm.

Bebeğimizin babasız büyümesini asla istemiyordum. Belki de onun söylediği gibi bir kız çocuğumuz olacaktı... Cinsiyetinin bir önemi yoktu ki, hep birlikte sağlıkla yaşayalım istiyordum.

Daha fazla dayanamadım ve ayağa kalktım. Yoğun bakımın kapısına sertçe vurdum.

"Kurt?!" Diye bağırdım.

Salih hızla beni çekti ve zorla koltuğa oturttu.

"Sakin ol Beliz!" Dediğinde hıçkıra hıçkıra ağlıyordum...

"K-Kurt-" Devamını getiremediğimde Salih bana dostça sarıldı.

"Beliz bak güzelim o seni bırakmaz, bunu sakın unutma olur mu?" Dedi.

"Ben onu çok seviyorum..." Diye mırıldandım.

"Biliyorum yengem." Dedi. "İkiniz de birbirinizi çok seviyorsunuz." İç çektim.

"K-Kurt vurulduğunda can havliyle karnımı öptü..." Hıçkırıklarım susmamı sağlarken Salih derin bir nefes aldı ve bana yeniden sarıldı.

"Tamam ama Beliz, ağlamak sana hiç yakışıyor mu?" Dudağımı büktüm.

"Kurt'a bir şey olmayacak değil mi?" Dediğimde burukça gülümsedi.

"Olmayacak tabii ki, biz ona küçükken boşuna mı kurt lakabını taktık? Kurtlar güçlüdür güzelim, onlara kolay kolay bir şey olmaz." Dedi.

"Sırf beni korumak için önüme atladı." Dedim.

Bizim için canını hiçe saymıştı...

Yoğun bakımdan çıkan doktoru görmemle birlikte hızla ayağa kalktım ve yanına gittim.

"Ne oldu?!" Diye bağırdım.

"Kurt Bey bizi çok uğraştırdı." Dedi doktor. "Kurşun az daha kalbine isabet edecekmiş, neyse ki etmemiş. İnanın ki çok az bir farkla isabet etmemiş, bu bir mucize." Ellerim titriyordu. "Saatler sürse de o kurşunu göğsünden çıkardık. Kurt Bey hayati tehlikeyi tamamen atlattı." Titrek bir nefes aldım.

"K-Kocam iyi mi?" Doktor gülümsedi.

"Çok şükür ki iyi." Bütün gücümle çığlık attım ve koşarak yoğun bakıma girdim. "Durun!" Diye bağıran doktoru umursamadım.

İçerideki doktorların bakışları bana dönerken mutlulukla yeniden çığlık attım ve Kurt'un yanına geldim.

"Kurt!" İnanamıyordum...

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin