Müzik: Ruelle storm
*Martin*
Her zaman ki gibi bugün de erken kalmıştım, büyük ihtimalle diğerleri hala uyuyordu.Odadan çıkıp aşağı indim digerlerini uyandırmak için saat çok erkendi bu yüzden sessiz olup evden çıktım.
Yürürken cebimden sigara paketimi çıkarıp içinden bi tane aldım ve yaktim derin bi nefes alıp Jasmine' i düşünmeye başladım.Onu ilk gördüğümden beri bi kere bile aklımdan çıkmadı hep gözümün önüne geldi. Gülüşü o güzel sesi hep kulaklarımda çınladı. Ama o beni sadece arkadaşı olarak görüyordu.
Eğer hissettiklerimi ona söylersem arkadaşlığımız da biter diye korkuyorum onu bu şekilde kaybetmektense susup içimde yaşamayı tercih ederim.Dışarda biraz daha takıldıktan sonra geri eve döndüm.
Elsa ve Calvin uyanmıştı bende yanlarına gidip koltuğa oturdum o sırada merdivenlerden koşa koşa inen Ellie'nin dedikleriyle ayağa kalkmam bir oldu.-Jasmine' i gördünüz mü odasında yok ve yerlerde...-
-Tamam sakin ol Ellie gel otur şuraya düzgünce anlat -
Elsa kardeşini kolundan tutup koltuğa oturttu ve Ellie'nin sakinlesmesini bekledik bir kaç dakika sonra sakinleşmiş gibiydi
-Evet şimdi anlat bakalım ne oldu-
Göz yaşları her an akıcakmış gibi duran kızarmış gözlerle bize döndü ve anlatmaya başladı
- Jasmine' i uyandırmak için odasına gitmiştim ama yoktu yatağıda topluydu aşağıdadir diye odadan çıkıcaktım ki yerdeki kırık bardak ve kanlar dikkatimi çekti sonrada hemen aşağı indim işte-Ellie'nin dedikleri karşısında donup kalmıştım sırf onu sevdiğimi söylersem benden uzaklaşır diye korktuğum kiyamadiğim kız şimdi kim bilir nerde ve ne haldeydi.
*Jasmine*
Yalvarışlarımı duymazlıktan gelerek kolumdan tuttu ve yerde sürükleyerek tekrar rutubetli, duvar boyaları soyulmuş, pis kokulu odaya getirdi
-Sesini duyarsam fena olur-
Diye tehdit edip dışarı çıktı ve kapıyı kilitledi.Ellerim ve ayaklarım hala bağlıydı ve çok sıkı olduğu için kızarmışlardı. Tokat attığı yerler hala sızlıyordu ve gözlerim kapanmaya başlıyordu görüntü hala bi net bi bulanık oluyordu iğnenin etkisi devam ediyordu. Daha fazla direnemeyip kendimi karanlığa bıraktım.
*Nick*
Sinirimi kontrol etmekte zorlanıyorum ama bi anlık öfkeyle onu öldürüp o şeytana iyilik yapamazdım ona yapacaklarımdan sonra bana yalvaricakti kendisi ölmek isteyecekti.Bodrumdan çıktım ve salona gidip koltuğa uzandım, sigara çıkarıp yaktim köşedeki masanın üstündeki kardeşimin fotografını görünce kalkıp almaya gittim masadan alıp koltuğa oturdum. Fotoğrafa bakarken ilk onu kaybetme korkusunu yaşadığım güne gitti aklım
_4 YIL ÖNCE_
-Abi baksana şu kediye ya çok tatlı değil mi -
Eğilip kediyi sevmeye başladı yüzümde bi gülümsemeyle bende onu izledim.
O sırada çığlık sesleriyle ve ardindan gelen silah sesleriyle eğilmiş kediyi seven kardeşimi kolundan tutup kaldırdım ve koşmaya başladım.
Ortalığı birbirine karıştıran bu şerefsizler Felix'in adamlarıydı.Arkama baktığımda adamların da peşimizden geldiğini gördüm. Daha da hızlanıcakken Nina' nın ayağı burkuldu, adamlar çok yaklasmislardi hizlanmamiz lazımdı onu kucağıma alıp koşmaya devam edicektim ki adamlar çoktan etrafimizi sarmışlardı arkamdan iğrenç bi gülme sesi gelince oraya döndüm ve Nina'yi kucağımdan indirip arkama aldım.
-Akillanmadin mi lan sen daha şerefsiz-
Diye bağırdım yüzüne karşı o ise mide bulandirici sırıtmasıyla bize doğru yaklaşmaya başladı.
-Istedigimi elbet alırım ama sen yanlış yaptın şimdi ödeşicez, sen benim oğlumu
öldürdün!! şimdi intikam zamanı-Sinirle gülüp
-Senin senden farkı olmayan o puşt oğlun yaşamayı haketmiyordu asıl yanlış yapan oydu!-
diye bağırdım.
-Yeter kes sesini! Tutun şunları-
Dedi ve it sürüsünü üstümüze saldı
-Aaa! Abii-Arkama döndüğümde birinin Nina'nin kolundan tuttuğunu gördüm, yumruğumu adamın suratına geçirdim ama arkamdan birinin bana vurmasiyla gözlerim karardı ve ayaklarım artık beni taşıyamadı
-Abi, abii ...-Gözlerimi açtığımda beton zeminde yatıyordum başımı kaldırıp etrafa bakinmaya başladığımda Nina'nin sesiyle bakışlarımı hemen o tarafa çevirdim
-Abi iyimisin-
Karşımda elleri ayakları bağlı sandalye de oturuyordu.Ayağa kalkmaya çalışsam da ilk denemede başarılı olamamıştım. Tekrar deneyecektim ki demir kapı gürültülü bi şekilde açıldı ve içeri Felix ve kuyrukları girdi.
-Demek uyandın ne güzel gösteriyi kaçırmıycaksın -Sırıtarak söylediklerinden sonra aklıma tek birşey geldi ve eğer bunu yaparsa onu döverek öldürürdüm.
-Öyleyse gösteri başlasın-
Diyerek Nina'nin yanına doğru yürüdü tam önünde durunca bana doğru başını çevirdi ve-Iyi izle-
Deyip o kırmamam için hiçbir sebebi olmayan elleriyle kardeşime tokat attı onu öldürmek istiyordum.
-Lan o*ospu çocuğu! dokunma ona-
Elini Nina'nin saçlarına daldırıp çekti
-Aaah!-
-Laaann uzak dur ondan -Boğazım yırtılırcasına bağırıyordum. Felix'in adamları içeri girdiği gibi beni tuttuklarından o şerefsizi durduramamistim.
-Aslında bu faslı kısa tutucam en heyecanlı yerine geldi sıra --Ne diyosun lan-
Belinden silah çıkarıp bana dogrulttu
-Abii hayır hayır -
Nina hıçkırarak ağlarken sırf onu ağlattığı için bunu ona ödetecektim.
Silahi benden çekip Nina'nin alnına dayadi-Say Nick üçten geriye say-
-Hayir lan hayir...-
Beni tutan adamlardan kurtulup Felix'in elinden silahi almayı başarmıştım ve bacağına sıkıp Nina'yi da alıp ordan kaçmıştım arkamızdan bağıran Felix'i duymamazliktan gelerek.
-Elbet bir gün intikamımı alıcam elbet bir gün!-_ŞİMDİ_
Sinirle gözlerimi yumup sakinleşmeye çalıştım o anları tekrar hatırlamak beni deli ediyordu.
Bir sigara daha yakıcaktım ki vazgeçip küçük şeytanın yanına indim.
Sinirimi ondan çıkarıcaktım artık.Karşısına geçip oturdum o baygın bir şekilde yatıyordu dışardan baktığımda güzel yüze ve fiziğe sahip bir kız aklıma gelen farklı şeyleri hemen uzaklaştırdım çünkü ona olan düşüncelerim çok farklı.
Yerdeki suyu alıp başından aşağı döktüm sarsilarak uyandığında sayıklıyordu.-Bilemezdim bilemezdim deyip kendine geldiğinde beni karşında görünce çok farklı bakıyordu az önce ki korkak kızın yerine korkusuz biri gelmişti sanki bu hoşuma gitti daha zorlayıcı olursa daha çok eğlence olur.
•SB.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAFAKTAN GÜN BATIMINA
Mystery / Thriller-Sen iyi olan hiçbir şeyi haketmiyorsun sen acı çekmeyi, ölmeyi hakediyorsun- Diyip büyük bi öfkeyle tokat attı başım sola doğru döndü kulağım çınlıyordu. -Ama sende yakınını, her şeyini kaybetmenin ne demek olduğunu öğreneceksin-