~Bölüm 14~

811 85 23
                                    

Muzik: Beyonce haunted

Aynı acıların bu sefer daha ağırını yaşıyordum.
O psikopat canımı çok yakıyordu. Ama sebep olduğum şeyde beni mahvediyordu.
Umudumu kaybetmek istemiyorum ama burdan kurtulabilmek de ne kadar mümkün ki.

Gözlerimi açabilmeyi başardığımda konuşma sesleri duydum ama biri bağırıyordu.
Yattığım yerden ağırca kalkıp kapıya doğru yürüdüm.
-Lan! Nick noldu sana-
-Yok bişey -
-Ne demek yok bişey yaralısın, şu haline bak berbat görünüyosun-
-Steve uzatma yok bişey hadi sen git artık-
-Hic bi yere gitmem hastaneye falan gidelim yoksa kan kaybindan öleceksin-
-O kızdan intikamımı almadan ölmem korkma-                                      

-Başlatma şimdi intikamina-      

Sesler kesilince tekrar eski süngere gidip oturdum.

*Elsa*  
Karar verememiştim hala
Eğer gidersem onu Jasmine'e zarar vermemesi için ikna etmeye calisicaktim ama bu da oldukça zor olacaktı çünkü o bi karar verdiğinde onu mutlaka yapardı gözünü kararttiktan sonra dönüşü yoktu.

*Jasmine*  
Bi yerden sonra saniyeleri dakikaları ve saatleri saymayı bıraktım.
Kaç saat geçti hala aynı yerde oturuyordum.
Dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına sardım başımıda öne eymiştim

Kapı açılınca başımı dizlerimden kaldırmadım.   
Zaten gelen
Iki yıl boyunca canımı onun ki kadar yakacak bi şekilde intikam planlari yapmış ve ölmem için ona yalvaracagimi sanan psikopattan başkası olamazdı.

-Ayağa kendi isteğinle kalkip yürümeyi mi istersin yoksa saçından sürüklenerek gitmeyi mi tercih edersin-     
Başımı kaldırıp ona baktım omzu sarılıydı.
-Oraya buraya fırlatıp sonra da kesicekmisin yine-
-Sıkıldın mı-   
Siritarak söylediğine karşılık
-Iki yıldır yaptığın plan bu muydu yani-
Dedim.

-Iki yıldır yaptığım planın ne olduğunu asla tahmin bile edemezsin. Şimdi kalk!-
Mecbur ayağa kalktım, o da kalkar kalkmaz kolumdan tutup yürümeye başladı.

Aynı odaya gelmiştik. Ve beni yine öne doğru firtalmıştı.
Duvara çarpmamak için ellerimi kaldırıp önümde tuttum.
Kolumdan tutup kendisine doğru çevirdi ve bu sefer yere doğru fırlattı, dizlerimin üstüne düşmüştüm.

*Nick*    
Gözüm yine dönmüştü.
Dün geceki olaydan sonra sinirimi kontrol etmekte zorlanıyordum.
Hem elimden kaçmıştı hem de o puşt yüzünden yaralanmıştım. Şimdi de sinirimi küçük şeytan dan çıkarıyordum.
Kendime engel olamayıp onu hemen öldürmek istemiyorum.

-Aahh-
Kendini sıkıyordu acı çektiğini belli etmemeye çalışıyordu ama bunlar daha hiçti ona.
Zorla ayağa kalkıp karşımda dikilmeye başladı. Gözlerimin içine içine bakıyordu

Ne kadar canı yansada güçlü gibi görünmeye çalışıyordu ama beceremiyordu.

*Jasmine*  
Dizlerimin üstünden kalkıp karşısına dikildim.
Bu sefer de ellerini saçlarıma daldırıp elini yumruk yapıp çekmeye başladı.
Gözlerimden akan istemsiz yaşlar artmıştı.
Elini gevşetip yumruk attı geriye doğru savruldum.
Kendime gelmeliydim o... O yaraliydi bu bi umut olabilirdi kaçıp kurtulabilmek için.

Ayağa kalkıp üzerine doğru gitmeye başladım o da kaşları çatık olsada şaşkınca bana bakıyordu.
Yarasının üstüne olabildiğince gücümle yumruk attım. Bi kaç adım gerilemişti, karnına tekme atıp geri çekildim nihayet yere düşmüştü hemen kapıya koşup odadan çıktım kapı iyi ki kilitli değildi.

Kendimi odadan atıp koşa koşa sağ tarafta gördüğüm merdivenlere doğru gitmeye başladım basamakları ikişerli üçerli çıkıp dış kapı olarak tahmin ettiğim kapıya doğru koşmaya devam ettim. Nihayet rutubetli karanlık pis kokulu odadan sonra güneşi gördüğümde derin bi nefes aldım ve arkama bakmadan koştum.

Her yer aynıydı,
ağaçtan başka birşey yoktu.  
Daha fazla koşamayinca elimden geldiğince hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Arkamda araba sesi duyunca korkmaya başladım, başımı önüme eğip daha da hızlandım.
Arabada yanımdan geçip gidiyordu ki aniden durdu ve içinden daha önce hiç gormedigim birisi indi.

-Sen. Senin ne işin var burda yoksa kaçtın mı?!-    
Göz yaşlarım yine akmaya başlamıştı
-Sen kimsin? Nolur bana yardım et beni öldürmek isteyen biri var, kurtar beni ondan lütfen-
-Ben, yapamam. Zaten kaçsanda seni yine bulur -
-Yardım etmiyceksin yani-   
-Edemem-  
-Lütfen -  
Artık hıçkırmaya başlamıştım.
-JASMINEEE SENI ÖLDÜRÜCEM ULAN SEN BITTIN.- 
   
Korkuyla başımı sesin geldiği yere çevirdim. Sanki karşımda kızgın bi boğa duruyordu hatta daha beteri.
Zorlukla yutkunup bi adım geriye gittim.
Umut falan yoktu artık benim için.
Hızla yaklaşıp ellerini boynuma koydu ve sıkmaya başladı.
Nefes almakta zorlanıyordum, gozlerim kapanmıştı.

Malesef ki beni öldürmenin zevkini tadicakti. En azından ona beni öldür diye yalvarmak zorunda kalmamıştım.
Boğazımı sıkan eller gevşeyince kendimi yere bıraktım bacaklarım titriyordu.

Nick! öldürüceksin kızı dur.-
-Öldürücem zaten-    
Kolumdan tutulup ayağa kaldırıldım.
-Steve bırak! Yoksa...-     
-Yoksa ne napicaksin Nick ikimizi de öldürücekmisin- 
-Lan kardeşimin ölümüne sebep olan bu o*ospuyu koruma bana! Sen de mi satıyosun beni iyi o zaman bedelini    ödersiniz-      
-Sakinleş Nick. Seni sattığım falan da yok- 
Demesiyle yüzüne yumruğu yedi.
Yere düştüğünde önümde beni bu etrafa ateş saçan psikopattan koruyacak kimse kalmamıştı.
Yüzüm sağa doğru döndü ve yere düştüm.

Bana da yumruk atmıştı.
Yerden kalkamamışken yanıma dizlerinin üstüne çöküp yumruklamaya başladı. Arada tokat atıyordu, saçlarımı çekiyordu, sarsıyordu.
Gözümü açık tutucak halim kalmamıştı artık. Karanlık yine her yeri sarmaya başladığında bilincim de kapanıyordu.

*Steve*       
Nick bana yumruk atınca yere düşmüştüm başımı çarpınca da hemen kendime gelememistim.
Gözlerimi açıp başımı yerden kaldırıp etrafa bakindim.

Tanrım! yerde ağzı, burnu, yanağı ve boynu kan içinde yatan jasmine ve yanında dizlerinin üstüne çökmüş ellerini yumruk yapıp bacaklarının üstüne koymuş bi noktaya odaklanmış Nick vardı.

Hemen doğrulup yanlarına gittim.
-Lan öldürdün mü yoksa kızı! Naptin Nick sen naptin-
Nick'i geriye itip dizlerimin üstüne çöktüm.
Elimi nabzını ölçmek için Jasmine'in boynuna koydum hemen

Tanrım!

•SB.

ŞAFAKTAN GÜN BATIMINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin