~Bölüm 24~

623 83 35
                                    


*David*
Kapının önünde bi ileri bi geri yürüyüp duruyordu.
-Dur artık başım döndü-  
Durdu ve bana dönerek konuşmaya başladı
-Lan eğer bişey olduysa napicam lan ben-

-Martin sakin ol abi ya belki gitmiştir bilemeyiz ya da burda uyuyup kalmıştır -      
Sacmaliyordum biliyorum bu dediklerimin olma ihtimali olmama ihtimali kadar ama olmasını istediğim seyleri söylemekten başka birşey yapamiyordum. Kötü düşünmek istemiyordum, kötü şeylerin olmasından bıkmıştım artık.

Arkasını dönüp yürümeye başladı bende peşine takıldım.
-Ya abi b..ben onu seviyorum ya deli gibi hemde lan- 
-Bende seviyorum ta..-       
Kaşlarım havalandı doğru mu duydum.

-Sen Jas'e aşık mısın?-   
Burukça gülümseyeyerek başını salladı
-Çok...-        
Elimi omzuna koyup hafifçe sıktım. 

Başımı kaldırıp etrafa baktım. Buraya hangi ara gelmiştik ıssız karanlık ve tahminen bizden başka kimsenin olmadığı aklı varsa da olmayacağı bi sokaktaydik.

Bakışlarım Martin'i bulunca kaldırıma  oturduğunu gördüm bende gidip yanına oturdum.            
-Sen hiç sevdin mi birini? elinden kayıp gider diye korkup sevdiğini söyleyemeden uzaktan uzaktan..-  

Gözlerimi yerden ayırmadan başımı iki yana salladım.

-Ben bilmem aşkı - 

Omuzlarımı silkip konuşmaya devam ettim o da bilircesine susmaya devam etti.

-Böyle göründüğüme bakma. Korkarım ben aşktan, üzmekten, üzülmekten, yarım kalmaktan... -       
Bana baktığını hissediyordum.

-Ama güzel çok güzel - 
Derin bi nefes aldı sonra devam etti
-Bi o kadar da acı...-   
-Benim canım kıymetli bilirsin-     
Güldü
Bende güldüm. Uzun zaman sonra ilk defa...
-Tabii bilirim.-     

Yuzumuzdeki gülümseme kaybolmasın diye neler yapmazdım.
-Söyledim, Jasmine'e onu sevdiğimi söyledim-
-Vayy o ne dedi peki?-    
Omuz silkti
-Hiç birşey -

-Söyledim ve onu kaybettim. Bunca zamandır susmamin sebebi buyken dayanamadım onu bi daha gorememekten yine kaybetmekten korktum ve söyledim.  Hatta öptüm ya ben onu ama bak yok, yok işte korktum ve başıma geldi böyle olmamaliydi, olmamalıydı... -  
Sonlara doğru sesi kısılmıştı.

-Ne söylenir inan ki bilmiyorum pek teselli edemem ben. Ama söz hep yanında olucam kardeşim. -    

Kolumu omzuna atıp destek olurcasina yavaşça bi kaç kere vurdum.
Dolu dolu gözlerle bana bakması asla görmek istemeyecegim bir şeydi.

-Bak bak şunlara bak şşişt ne ariyonuzz lan burda haa?-  
-Bura bizim mekan ikileyin hadi hadiie!-
Karşı taraftan iki ayyaş köpeğin bize
bagirislarini duymazdan gelmek imkansızdı.

Ağızlarinı burunlarini dağıtmak istedim bi an.
Martin'e bakınca sanki o da benle aynı şeyi düşünür gibi bakıyordu.
Şu olanların sinirini onlardan çıkarabilirdik.

-Hey, napiyoruz ikiliyo muyuz-   
Önce sırıttı sonra da ciddileşip
-Madem kaşınmışlar biz de yardımsever insanlar olduğumuz için kaşıycaz abicim-      
Omzuma vurup ayağa kalktı bende kalktım ayakta zor duranlara doğru yürürken arkamda bi haraketlilik hissettim. Martin olamazdı çünkü o yanımdaydı.

-ha s*ktir-
-Noldu lan?- 
Arkama döndüğüm gibi suratıma inen yumrukla yere düştüm hemen toparlanip ayağa kalkmam uzun sürmedi.

Bana vuran adama karşılık olarak bende yumruk atınca digerleri de haraketlendi.

Çok fazla kişiydiler. Iki kişi karşı çıkamıyorduk bi yerden sonra.
Üzerime onbeş kişi geldiyse beş altı kişiyi halletmişimdir ama gerisine karşılık veremiyordum çok yorulmustum. Martin' de de durum farklı sayılmazdı alnında biriken ter damlaları da kanıtıydı. Son yediğim darbeyle yere düştüm tekrar artık kalkacak gücüm yoktu. 

Bakışlarım bize laf atanlara takılınca kenarda durup izlediklerini fark ettim. Sadece durup gülerek izliyorlardi.
-David..-
Martin'in sesini duyunca hemen başımı oraya çevirdim.
-AAHH-
-LAN o*ospu çocukları!! bırakın onu lan bırakın!!! -     
Martin'in sırtına demir bi sopayla
vurduklarinda boğazım yırtılırcasına bağırmıştım.

-AAH!-
Karnıma yediğim tekmeyle nefesim kesilmişti.
Bakışlarım Martin'in üstündeyden o ise acı içinde ki inleyişleri arasında gözlerini zor açık tutuyordu.
Öksürmeye başladığımda ağzımdan akan kanlar etrafa saçıldı.
Gözlerimi açık tutamiyordum artık, tükenmiştim.                               

-Siz kimsiniz lan! HAA! bize artistlik  yaparsanız bedelini ödersiniz-              
-Takk!-
Çok yakından duyduğum silah sesiyle gözlerimi zorla araladım.
Tanrım!
Neden böyle oldu onlar bize sataşmışken niye ölen biri oldu.
Kötü şeyler pesimizi niye hiç bırakmıyor...
Gözyaşlarıma engel olmuyordum. Martin'in cansız bedenine bakarak ağlıyordum.

-AAA! LANET OLSUN... -     

Martin'i vuran adam karşıma geçip silahı bana dogrulttu. Yaptığı şeyden zevk alır gibi bi sırıtış yerleştirmişti leş suratına. Elimde olsaydı yaptığını ona ödetirdim ama ölümü ensemde hissederken bu pek imkanli gözükmüyordu.

Evet herşey buraya kadardı işte.
Daha bi kaç saat öncesinde bu olanlar ne zaman bitecek diye düşünürken bi kaç saat sonra cevabını almıştım.  

-Takk!- 
Ikinci kez benim için ateş edilirken
Son kez Martin'e, aşkı için susup sevgisini uzaktan yaşayan kardeşime baktım onun gibi asla olamamıştım, olamayacaktım..
Acı bedenimi iyice sarmışken gözlerimi kapatıp herşeye
elveda ettim.        

•SB.

ŞAFAKTAN GÜN BATIMINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin