ANLAR

494 53 32
                                    

Satır arası bölüm atmayı unutmayın. İyi okumalar.

Anons sesiyle beraber son kez elindeki belgelere bakarak ilerledi. Sanki hayat şu an olduğundan daha da durgundu. Koltuğuna oturduktan sonra uçağın kalkışını beklemeye koyuldu.

Uyandığında baş ucunda duruyordu biletler. Onun hemen yanında Nesrin Karaca isimli araştırma  belgesi ve Boran adına verilen ayrıca izin belgesi. Hızlıca hazırlanıp yola koyulmuştu. Yolculuk boyunca pek dışarı ile ilgilenmedi. Sürekli olarak onu nelerin beklediğini düşünüyordu. Bu sefer ne çıkacak merakı onu cezbediyor aynı zamanda da inanılmaz bir çekinme duygusu yaratıyordu. Bir tarafı tüm bu olanları korkunç bulup kaçmak isterken bir tarafı da sonuna kadar gitmek istiyordu. 

İzmir'e vardığı anda hiç beklemeden bir taksiye atlayarak köşkün adını verdi. Gittiği köşk hayal ettiği gibi çıkarsa orada çok farklı şeyler bulabilirdi. Araştırma yapmasına fırsat kalmamıştı. Taksi beklediği gibi olmayan, terk edilmiş alanın önünde durdu. İlk izlenimi ona burada pek tekin şeylerin dönmediğini söylüyordu. 

Köşke baktığında duvarlarındaki grafitilerden, yerdeki her türlü çöpten ve yıkılmış, yanmış duvarlardan başka hiçbir şey göremedi. İçine girmeye niyetlenerek birkaç oda gezdi. Fakat tarihi eserden çok 21. yüzyıl felaketlerini görmek canını bir hayli sıktı.

''Burada değil ipucu bulmayı, doğru dürüst kalıntı bile bulamam ki.'' 

Sonunda kendini dışarı attığında yakındaki banka oturdu. Sıkıntıyla karşısındaki yıkıntıya bakarak telefonundan araştırmaya karar verdi. Okuduğu bilgilerden, gördüğü fotoğraflardan sonra içi iyice yandı. Bu köşk gerçekten korunması gereken önemli bir yapıydı.

''Böyle görünüyor olması beni de çok üzüyor. Oysa gerçekten güzel bir köşktü. Gösterişliydi ve ben buradayım diyordu. Ne günlerimiz geçti bizim şu gördüğün bahçede... Ah siz 21.yüzyıl insanları! Hiçbir şeyin kıymetini bilmiyorsunuz. Ruhunuzu nerede sattınız acaba? ''

''Harabeye dönmüş olması beni de çok üzdü. Hele de o fotoğraflardan sonra. Sen en azından güzel zamanlarını yaşamışsın Leon. Baksana ben içeri ilerlemeye korkuyorum. Hangimizin canını daha çok sıkıyor acaba?'' 

Sahi ya. Leonidas uzun zaman önce şu an bulunduğu alandan geçmişti belki de. O korktuğu odada oturmuş, bahçesinde hava almıştı. Kendini onun yeni versiyonu gibi hissetti. Bankta yanına oturduğu zaman tam bir portre gibilerdi. Zamanın karşı konulamaz akışına somut bir bakış yansıtan portre. Düşünceleri mutlu etti Boran'ı, az ama öz bir mutluluktu bu.

Bir şey bulamamanın verdiği bitkinlikle yürümeye başladı. Ne yapması gerektiğini düşünüyor, bir türlü karar veremiyordu. En sonunda araştırma belgesinin neye varacağını öğrenmek için kültür bakanlığına gitmeye kara verdi. 

''Yine hangi belgeyle karşılaşacağız Allah bilir.'' diyerek söylendi. Yorgun birkaç adım attı binaya. Genel yönergeyi izledi kendince. Danışmadaki kadına ilerledi, elindeki belgeleri gösterdi. Kadın onu beklemesini söyleyerek yanından ayrıldı. Sağ ayağıyla ritim tutuyordu. 

Kadın elinde eski arşiv dosyasına benzer bir dosyayla geldi. Gülümseyerek Boran'a verdi elindekileri. Ardından git der gibi gülümsedi. Boran samimiyetsiz bu kadını hiç sevmemişti. O da yalandan gülümseyerek çıktı dışarı. 

''Eee şimdi ne yapacağım ben?'' dedi dalgınlıkla kendine. 

''Bence otele gidelim. Gör bakalım içindekileri. Bu sefer ben de katılıyorum sana. Ardından seni biraz daha geçmişe götüreceğim. Ama bunu seveceğini düşünüyorum.Gezmeli olacak hem. Hadi daha fazla oyalanma.''

DERUHTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin