Satır arası yorumları paragraf sonlarına bekliyorum. İyi okumalar.
Boran telefon sesiyle uyandı. Beklediği arama. Önce elleri titredi. Duymaya korkuyordu gerçekleri. Gerçeklerle yüzleşmek ve merak. Kanlı bıçaklılardı zihninde şu an.
Derin bir nefes vererek açtı çağrıyı. Karşı taraf bir şeyler diyordu fakat Boran kafasını bir türlü toparlayamıyordu. Sonunda birkaç kelime çekti dikkatini.
Mektup, yeni kelimeler.
Hızla ayağa kalktı. Kelimeler mail adresine çoktan yollanmıştı. Kısa ve samimi olmadığı anlaşılan birkaç nezaket sözcüğünün ardından aramayı sonlandırdı. Masanın başına geçti. Zaman ona işkence edercesine geç işliyordu sanki. Her şey daha bir yavaştı bugün.
Asırlar sürmüşçesine geçen dakikalar ardından mail sayfası açıldı. Kaygıyla iletiye tıkladı. Sayfa karşısına geldiğinde anlamsızca göz gezdirdi. Sadece baktı ekrana. Görmek ve algılamak istemedi.
Algılamak onu dipsiz bir kuyuya çekiyordu sanki. Sarmaşıklar gibi sarıyordu etrafını. Tabii ki bu isteği vücudu tarafından önemsenmedi. Beyni bir otopsi yaparcasına taradı yazanları.
'' Mektup sandığımızdan da karmaşık dille yazılmış. Üstüne üstlük edebi bir yönü de var. Şu ana kadar anlaşılan kelimeler;
Sevda- Gece- Deniz- Ay- Mahzen.
Ancak bizim dikkatimizi çeken kısım mektubun sonundaki Direniş'ime yazısı oldu. Büyük bir hikaye yatıyor galiba mektupta. ''
Okuduklarına inanmak istemedi Boran. Salt gerçek. Safi bir yaşam öyküsü. Tüm ihtişamı ve olanca pespayeliği ile karşısında şimdi. Ne hissetmesi gerektiğini bilmiyor.
Eline telefonunu aldı ve Miray'ı kısaca bilgilendirdi. Onun da bu işin ilginç yanlarını, tuhaflaştığını anlamasını umdu. Garip şeyler dönüyordu.
Gecenin kaçı olduğunu umursamadan dışarı attı kendini. Şehrin kıyısındaki eski ama tarihi hala içinde barındırmaya çalışan kalelerden birine gitti. Tepesine çıkarak oturdu. Yüksekliği çok olmasa da kendini hissettiriyordu.
Karşısındaki manzaraya daldı. Maviliklerini siyah gecenin onursuz rengine kaptırmış deniz üstüne her şeye rağmen beyazlığını yansıtan ayı izledi.
Ve o geldi yine. Her zaman olduğu gibi beklenmedik an ve durumda. Onun oturduğu şekilde oturdu soğuk zemine. Hoş o hissetmiyordu ki artık.
'Düşüncelisin Boran. Hem de fazlasıyla.'
'Neden buradasın? Neler dönüyor? Ve neden ben alet oluyor tüm bu olanlara?' sesi hiç olmadığı kadar soğuk ve çaresiz çıkmıştı.
'O kadar kitap okudun, oyun oynadın, çalıştın. Farkında olmalısın bence. Hiçbir şey tesadüften oluşmaz.
Her sabah işe giderken sevdiğin o kedinin açlığı da, senin elindeki galetanında hiçbiri tesadüf değildi.
2 numaralı apartmanın 9 numaralı dairesinde oturman bile belli bir düzenin parçasıydı. Ayrıca bu hayatta zorunluluklar yok Boran. Yalnız ve yalnızca seçimler var.
