SİRAYET

312 26 3
                                    

Şarkıyla okumanızı öneririm. Bölüm bitene kadar süreceğini düşünüyorum. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar.

Hayat, çok garip. Tek düşünebildiği, okuduklarına getirebildiği yorum bu sadece. Gerçekten böyle bir şey mi aşk? İnsanı derinden sarsan, tabularını yıkan ve doğrularını değiştiren.

Yüzyıllardır değişen dünya gibi duygularında, maneviyatında değişim gösterdiği bir gerçek. Şu gerçeklerin acıtanlarından. Belki de şimdilerde böylesine güçlü bağlar kurulmadığı içindir. Her şeyi kolaydan ve her şeyin en kolayını elde edince insan, aşk da iki mesaja sığmaya başlamıştır belki de. Ne büyük ahmaklık! Oysa ruhu baki kılan şey değil midir bu duygular?

Sahteleşiyoruz diye düşündü Boran. Sahte, maskeli ve gerçek yüzümüzü bizim bile unuttuğumuz canlılara dönüşüyoruz. Kalabalıklaşıyor, kalabalıklaştıkça yalnızlaşıyoruz. Kara bir delikteyiz sanki. Sarmalı içine o kadar kuvvetli çekiyor ki bizi.

Aşk hakkında en ufak bir fikri olmayan insanlar, yüzyıllık aşıklar gibi kitaplar çıkarıyor, kelimeler döküyor, kendilerince anlam yüklüyorlar bir şeylere. Şanslı hissediyor Boran kendini. Gerçek aşkın en güzel kitabı elinde onun. En zorlu zamanlara inat yeşeren bir aşkın kitabı, büyüten aşkın kitabı, hayatı güzel kılan aşkın, umut olan aşkın kitabı.

Ve ne mutlu ki Boran Leon gibi bir karakteri canlandırıyor. Onun aşkını okurken öğreniyor bir bakıma aşkı. Çok şey değiştirdi ya hayatında bu proje. En güzel yanı her geçen günün bir daha bir önceki güne benzemeyişi galiba.

Defterin etkisinden çıkabildiğinde sete gitmek için hazırlandı. Ancak çekecekleri sahne kafasına takılmış, detaylarını düşünürken yorulmuştu. Platoya geldiğinde çekime yarım saat gibi bir süre vardı. Hızla kostüm odasına ilerledi. Üniformayı giyerken Hilal'in satırları geldi aklına. Şimdi merhametli olma, masum olma, Hilal'in Leon'una dönüşme vaktiydi. Senaryoya son bir kez göz gezdirdi. Ancak yine de rahat değildi içi. Son dakikalarda yönetmenin yanına uğradı.

''Yağmur Abi, bak bu 9. Sahnede içime sinmeyen birkaç detay var. Onlar hakkında konuşabilir miyiz iki dakika?''

Taylan Biraderler birbirlerine bakarken Yağmur yanına ilerledi Boran'ın. Anlat dercesine kafasını salladı.

''Burada Leon'un Cevdet'e sert değil de daha ılıman yaklaşması gerektiğini düşünüyorum. Konu zaten çocuklar. Ve içten içe aslında Leon Cevdet ne derse desin kendi bildiğini yapacak. Ancak burada illa karşı çıkacaksa bu kadar yüksek enerjili bir biçimde bağırarak değil de, olabildiğine sakin ve sakinliğin yükselttiği sahne havasıyla çekilse daha iyi olmaz mı? Çünkü ikilinin karşı karşıya gelebileceği çok konu varken ileride, ortak amaçlarının olduğu durumda zıtlaştırmak ne kadar doğru olur emin değilim.''

Boran içindekileri dile getirmenin verdiği rahatlamaya derin bir nefes verdi. Bu sırada bir karar vermeye çalışan Taylan Biraderler ekibi toplayarak senaryodaki ufak değişiklik için çekime on dakika geç gireceklerini duyurdu. Ardından Boran'a baş selamı vererek ekibe döndüler.

Boran yüzünde gülümsemeyle sahneyi hissettiği gibi çekebileceğinin huzurunu yaşadı kısa bir an için. Hemen ardında nereden geldiğini anlayamadığı o sesi duydu.

''Beni tanımak işe yaramış sanırım. Artık tepkilerimde de benzerlikler gösteriyorsunuz Boran Bey. Bunun için size bir teşekkür borçluyum sanırım. Bir akşam kahve içmeye ne dersiniz? Müsaade ederseniz eşimi de getirmek isterim bu özel buluşmaya.''

Boran, Leon cümlesini bitirdiğinde alayla güldü. Ne kadar da eğleniyordu bu durumla. Tam cevap vereceği sırada çok dikkat çekeceğini düşündüğü için hızla kendini hazırlık odasına attı.

DERUHTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin