Bu bölüme özel ricam var sizden. Lütfen yorumlayın. Sizi seviyorum. İyi okumalar.
Ne zaman kurduğunu bilmediği alarm sesiyle uyandı. Ne olduğunu anlayamamış, sersemlemişti. Kendine ayılabilmek için süre tanıdı. Uyandığını gören Gri yanına atlarken onun yumuşak tüylerini okşayarak günaydın dedi.
Saate baktığında dokuza geliyordu. Yüzünü yıkamak için banyoya yöneldi. Aynada beklediği not duruyordu.
Hiçbir şey anlamadan ancak teorilerde yürütmeden kabullendi bunu. Yapacak ve sonunu görecekti. Acele etmeden tüm işlerini halletti. Kahvaltı etti, kahvesini içti. Ardından içinde büyük ve gizleyemediği heyecanla postaneye yol aldı. İhtişamlı binaya çıkan kıvrımlı yolları tercih etti. Süreyi ne kadar uzatırsa o kadar iyiydi sanki.
Elbet o yollarda bitti. Tam karşısında durdu. Birazdan içeride ne olacağını, kendini nası ifade edeceğini bilemiyordu. Bir an gelen cesaretle içeri adımladı. Etrafına baktığında herkesin kendi koşuşturmasında olduğunu fark etti. Sırayla dizilmiş masaların en sondakinde garip bir sakinlik vardı. Orta yaşlı memura ilerledi. Adam ilk başta güler yüzle karşıladı onu, hemen masanın önünde bulunan yere oturmasını rica etti. Beklentiyle bakıyordu. Bir süre kafasında ne diyeceğini düşünen Boran sonunda konuşabildi.
''Nergis Karacan.''
''Ah, sonunda gelebildiniz Boran Bey. Lütfen beni takip edin.'' Hızla üst kata yöneldi adam. Boran ona yetişse de buraya geleceğini nereden bildiklerine, onu daha önce beklediklerine şaşırdı. Kapı sesleri, topuklu ayakkabıların çıkardığı o tok seslere karıştı. Kimse konuşmuyor, yukarı çıkıldıkça sessizlik artıyordu. Adam koca katta bulunan tek kapıya ilerledi. Cebinden çıkardığı anahtarla biraz zorlansa da açtı. Oda uzun zamandır havalandırılmamış havalandırmayı geç, yüzüne bile bakılmamıştı.
Önce içeriyi aydınlatmak adına camları açtı adam. İçeri giren güneş ışığıyla birlikte eşyalar canlarını geri kazandı. Eski tarz büyük ve heybetli üç dolap vardı odada. Adam soldakine ilerleyerek birkaç çekmece karıştırdı. Ardından orta boylu, oldukça eski bir kutuyu Boran'a uzattı.
''Siz rahatça içindekileri inceleyin, istediğinizi alabilirsiniz. Ben aşağıda sizin çıkmanızı bekliyor olacağım.'' diyerek ayrıldı. Boran kutuyla beraber yere çöktü. Birkaç kurcalamadan sonra açılan kutuya her an kırabilecek nadide bir parça gibi davranıyordu. İçine baktığında gözüne çarpan ilk şey eski bir saatli kolye oldu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Altında ise birçok evrak olduğunu düşündüğü kağıtlar vardı. Kolyeye son bir bakış atarak cebine koydu. Kağıtları incelediğinde şaşkınlığına engel olamıyor. Emin olmamakla beraber eskimiş belgeyi tekrar tekrar okuyor, yüzünde kocaman bir sırıtışla. Ağzından mutluluk dolu tek kelime çıkıyor.