Multi; Gece ve Şebnem FERAH - Birileri Varİyi okumalar...
Rüya DEMİR
Mira 'nın yardımıyla ayağa kalkıp şaşkın bir şekilde duran Gece 'ye bakıyorum.
"Ne saçmalıyorsun sen?" dediğinde ses tonunun sakinliği tüylerimi ürpertiyor, tedirgin bir şekilde alt dudağımı ısırıyorum.
Gece bağırarak sorusunu yineliyor. "Sana 'Ne saçmalıyorsun sen?' dedim!" Üzerime yürüdüğünden ötürü Mira, Gece 'nin göğsünden hafifçe ittirip benim yerime cevaplıyor.
"Siz sadece o ikizleri canlandırmıyorsunuz Gece." derin bir nefes alıp Mira 'yı devam ettiriyorum. "Gerçekten... Kardeşsiniz." nefesimi verip "Doktor raporları ve doğum kayıtları var elimizde, DNA testini unutmamak gerek. Siz... İkizsiniz, Anka 'da bunu biliyor."
Mira "Bize kardeşinden ve ailesinden ayrıldığını söyledi. Lakin ailesi dibindeydi. Sendin... Uraz YILMAZ ile üvey kardeş olarak büyüdüler. Engin kaçırdığı bebeği kayınbiraderine veriyor, kayınbiraderi baldızıyla evli. Neyse bunlar çok karışık Yağız ve Ateş, Anka 'yı yok denecek kadar az gördüklerinden tanımıyor. Bunları sana Anka 'da anlatabilir." demiş, Gece 'den tepki beklerken Gece hiç takmadan Kumsal 'ın kaldığı odaya gidiyor.
Çıktığı zaman ise yanımızdan geçerek dümdüz ilerliyor. Tam o sırada koridorda görünen Kumsal 'a omuz atmış onuda görmezden gelmişti.
Yanıma gelen Kumsal "Neden çığlık attın?" diye sorduğunda kısa bir özet geçiyorum.
"Hadi çıkalım artık!" diyen ve yanımıza yeni gelen İrem 'e de olayı anlatmış, bu cümlesi üzerine de kafamı onaylar anlamda salladığımda Anka "Benim daha işim bitmedi, Gece 'ye görevde yardım etmeliyim." demiş cevap beklemeden Gece 'nin gittiği yöne doğru koşmaya başlamıştı.
"Git bakalım görev kaldıysa orta da." diye mırıldanan Mira 'nın ardından İrem "Gece..." biraz duraksadıktan sonra "Umarım en doğru kararı verir." demiş ve çıkışa ilerlemeye başlamıştı.
Dolunay Gece ÇETİN
Yürüyorum...
Boş... Hissiz... İşe yaramayan, bir köpeğin bile bakmayacağı bir et parçası gibi...
Yürüyorum...
Bu nasıl olabilirdi ki? Ölmüştü... Anka ile konuşmam gerekiyordu, biliyorum. Hilal mi desem yoksa?(!) İçimde büyük bir öfke uyanıyor. Her zaman çok yalnız olduğumdan şikayetçiydim. Bir kardeşim olamazdı. Annem 4 kere düşük yapmış. Ben doğduğumda rahmine zarar vermiştim.
Hep suçlanan ben olmuştum. Annem ikinci kardeşimi düşürdüğünde bile suçlu bendim... Babam öyle demişti. "Suçlu sensin, Dolunay!" Hep bununla büyüdüm. Nefret ruhuma işlemişti. Belki pekçok kişi bunu yaşıyordu, bilemiyorum. Neden ben ölmemiştim ki? Lanet olasıca doktor değişikliği neden olmuştu?!
Hiç unutmam. Bir keresinde annem hamileyken, yani ilk düşük yaptığı zaman altı yaşımdaydım. "Doktor şaka yapmış" demiştiler. Çocuktum, inandım. Öğretmenler "En kötü anılarınızı sıralayın." dediğinde bile ilk başta her zaman bu vardı. Gerçeği altıncı sınıfta öğrendim. Bir ikizim olduğunu ise 15 yaşımda öğrendim. O yüzden New York 'a gitmiştim.
Bir keresinde babam bir yıl kalmak üzere yurt dışına gitmişti. Annem o zaman 6 aylık hamileydi. Dokuz yaşımdaydım, annemle evdeki çalışanların ilgilenmesini istemezdim. Her işini ben görmeye çalışırdım. Kardeşim erkekti. Annem her uyuduğunda onunla konuşur, dua ederdim. "Allah 'ım ne olur ölmesin. Benimde kardeşim olsun. Yalnız kalmayayım, küçüklerin duası kabul olurmuş Necla teyzem demişti. Benim duamı da kabul et olur mu?" olmadı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZLAR ÇETESİ (Gözü Kararmışlar)
Chick-LitKar taneleri döküldü gökten, farklı şekilleri ve farklı renkleriyle 7 genç kızı ve onların hayat hikayelerini oluşturarak... Kaderleri birleşmiş umutları intikam ateşiyle harlanmış tutuşmaya başlamıştı. Bu 4 element: Toprak, Hava, Su ve Ateş 'in...