Victor kucağında sessizce uyuyan bedeni izledi. Parmakları istemsizce yanağına kaymış, okşamaya başlamıştı. Aklında binlerce düşünce geziniyordu. Onu nasıl yanında tutabileceği, Otabek'i nasıl ikna edeceği...
Otabek'in asla ikna olmayacağını anlamıştı. Sarayda onunla olan keskin konuşması, denemeyi bile düşünmemesini talep ediyordu. Ama eşini bir başına bırakamayacağını da biliyordu. Bir alfa nasıl eşini ve çocuğunu bırakırdı ki?
Yuri'nin üstünden sıyrılan pelerini dikkatle üstüne çekti ve dudaklarını başına bastırdı. Yuri, ellerini koruma iç güdüsüyle, yakında doğacak çocuklarının etrafına sarmıştı.
Otabek, omegasının ateş saçan gözlerine baktı. "Pişman olacağın kararlar verme Yurio..."
"O kararımı aylar önce verdim. Daha fazla nasıl pişman olayım ki? Ailemi kaybettim"
"Ailen burada!" Otabek'in sesi evde yankılanınca Yurio ürktü. Otabek'in delici bakışları gözlerini terk etmiyordu, bu yüzden Yurio da gözlerini çekememişti.
Otabek kalkıp boştaki elini onun yanağına doğru uzattı, morluğun üzerinde parmağını gezdirdi ve yanağını tuttu. "Ailen burada..."
Yurio'nun zar zor tuttuğu yaşlar ardı ardına kaymaya, Otabek'in elini sıyırmaya başlamıştı. Onun karşısında dimdik duracağı konusunda defalarca kendini teklinlemiş olsa da, işler planladığı gibi girmiyordu.
Başını Otabek'in eline sürtüp gözlerini kapattı.
Otabek onun boyun eğdiğini hissedince onu kendine çekip sarıldı ve göz ucuyla gülümseyen Gin'i izledi.
"Buradayım Yura... Biliyorum çok zordu. Ama buradayım."
Yurio ellerini yavaşça onun beline sarıp orada olduğunu kanıtlarcasına sıkı sıkı sarıldı. İtiraf etmek istemiyordu, ama yaşadığını bilmek içini öylesine rahatlatmıştı ki deli gibi kahkaha atmak istiyordu.
Otabek yavaşça geri çekilip Gin'i diğer koluna sardı ve çenesini okşadı. "Nasıl da güzel, değil mi?" Gin, onun parmağını elleri arasına alıp ön dişleriyle kemirmeye başladı. Otabek, Yurio'ya eğilip burnunu onun burnuna sürttü.
Victor Yuri'ye, döneceğini belirten bir not bırakıp aceleyle saraya gitti. Odasına koşarken herkesin dikkatini çektiğini umursamadı. Kıyafetlerini apar topar yatağa bırakıp önemli eşyalarını bir araya topladı. Bunca yıldır hizmet ettiği arkadaşına böyle sırtını dönmek hiç rahat hissettirmiyordu. Ama ne olursa olsun o bir alfaydı.
Daha da önemlisi, babaydı.
Deri çantayı doldurup tereddüte düşmeye fırsat tanımadan terk etti odasını.
Gin yastığın üzerinde yuvarlanırken uykuya dalmıştı. Yurio ve Otabek sessizce yemeklerini yerken ortamdaki gergin havanın farkındalardı.
"Yakov... Nasıl öldü?" Otabek soruyu zar zor dudaklarının arasından çıkarmıştı. Yurio ona bakmadan pirinçlerle oynamayı sürdürünce sorduğuna pişman olmuştu ama Yurio bir süre sonra ağzını araladı.
"Beni saklamak için... Uğraşıyordu. Benim yüzümden öldü, omega olduğum için, kendimi savunamayacağım için..."
"Üzgünüm..." Otabek oldukça sessiz bir şekilde fısıldadı. "Seni koruması gereken kişi bendim" Yurio'nun önüne düşen saçları parmaklarının arasına alarak yüzünü kavradı ve kendine bakmasını sağladı. "Affet beni"
"Benden bunu isteme."
"Yura... Bundan sonra üzülmene asla izin vermeyeceğim. Alfa olarak, prens olarak, eşin olarak yemin ediyorum."
Otabek onun sessiz kalması yüzünden gerilip oturduğu yerden kalktı ve tozlu raflarda elini gezdirdi. Yurio rahatsız olmuştu. Özellikle el sürmediği raflara el değmesi onu üzüyordu.
Otabek küçük kavanozu alıp onun önüne oturdu ve kapağı açarak merhemi onun yüzündeki izlere sürdü. "Bekleyeceğim"
Yurio elini onun bileğine koyup aşağı indirdi. "Sen... Şey... Yorgunsun. Sen de uyu"
"Beni düşünmekten alıkoyamıyorsun kendini, değil mi?"
Yurio kaşlarını çatınca güldü.
"Merak etme, sadece alfa ve eşin olduğum için. Seninle ilgisi yok" dedi Otabek ironiyle gülümseyerek.
"Ne alakası var? Saçmalama. Sana çok kızgınım, ama bu hislerimi değiştirmiyor"
Otabek elini silip onu kendine çekti ve boynuna eğilip kokusunu içine çeke çeke boynunu öptü. Yurio ona karşı gelecekti ama eşini ne kadar özlediğini o zaman fark etti. Başını eğip ona daha çok yer açtı ve Otabek'in daha sert hareketlerine neden oldu.
Otabek elini onun kıyafetinden göğsüne ilerletince Yurio irkildi ve elini tutup durdurdu. "Eşyalarımı hazırlayayım." aniden oturduğu yerden kalkıp dolabın başına gitmişti.
Otabek elini ensesine götürüp ovdu ve fazla hızlı davrandığını düşünmekten alıkoyamadı kendini. O sırada sarman kedi yavrusu üstüne sıçrayınca az daha çığlık atacaktı.
Yurio'nun gözü onlara kaydı. "Erkek o, belli ki senin alfa olmandan haz etmedi"
Kedi dişlerini göstererek tıslamaya devam edince Otabek de ona dişlerini gösterip gözlerini devirdi.
"Onu da alacağım."
Otabek gözlerini kırpıştırdı. "Kediyi saraya mı alacaksın?"
"Alamaz mıyım? Ya gelir ya o ve ben burada kalırız"
"G-gelsin" Otabek içinden söylenerek onayladı. O sırada kedi, yaladığı patisini kulaklarının arkasına sürtmekle meşguldü. Otabek çaktırmadan kuyruğunu çekip kedinin miyavlamasına neden oldu. Otabek gülerken kedi, onun erkekliğine sıçrayıp yere indi. Alfa acıyla kıvranırken kedi zafer edasıyla Yurio'ya yürümüştü.
Yuri tuhaf tuhaf Victor'a bakmayı sürdürdü. "Benimle gelemezsin"
Victor onun dudaklarını okşayıp yavaşça öptü. "Beraber gideceğiz. Evime gidebiliriz. Biraz kirlidir ama hemen temizlerim. Beraber yaşayabiliriz. Hadi" onun elini tutup çekiştirdi ve nazikçe kucaklayıp ata bindirdi. Ardından arkasına kendisi binmişti.
"Şaka yapmıyorsun sen..."
Victor gülüp onun alnını öptü. "Sıkı tutun. Evimize gidiyoruz"
+15
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Will Be Back | Otayuri & Victuuri ✓
FanfictionTarihi, omegaverse Otayuri kurgusu. ( Ağırlıklı olarak Otayuri olsa da Victuuri de içerir.) Dünya üzerinde boy gösteren salgınlar omegaların neslini tükenme tehdidiyle karşı karşıya getirmişti. Bu ise omegaları paha biçilemez hazineler yapmıştı. Sar...