20.BÖLÜM : " BELENMEDİK OLAY"

10.6K 563 276
                                    

Merhaba...

Uzatmayarak bölümle baş başa bırakıyorum sizi ama size bir bilgi vereyim. Eğlenceli bölümler geldi gibi ;) Yeni bölümün çabuk gelmesi için yıldız tuşuna bas ve ara yorumlarını eksik etme. İyi veya kötü hiç farketmez :")

Seviliyorsunuz💕

Keyifli okumalar....

20.BÖLÜM : 'BEKLENMEDİK OLAY'

Masmavi denizin ortasına düşen karabatak gibi içine çekilen ruhuma tezat kalbimi ağırlaştıran görüntü, bir soluğu hasret kılarak bedenimi cezalandırdı.

Hak etmiştim ben bunu. Bir söz vardır; İnsan hak ettiği hayatı yaşarmış. Böyle birşeyin gerçekliği umulmadık yerden ortaya çıkarak bir kanıt sundu bana. Sunulan dosyaya atılan imza kanımla damgalandı.

Sinan... Boğazımı kurutan görüntü tûm bedenimi etkisiz kılarak ruhumu titretti. Şahit olduğum tablo, ruhuma imzaladığı cezanın yükü altında bedenimi ezdi.

"Elem..." Odada çınlayan fısıltı bir tusunami etkisi yaratarak beynimi sular altında boğdu.

"Yardım et."

Ne yapacağımdan şaşmış bir halde kapı eşiğinde duraksayan ayaklarım hareket etmeyi unutmuşcasına yavaşca kıpırdadı. İçime yerleşen duygunun yabancılığı ruhumu tetikliyordu.

Bu ben olamazdım...

Derin bir soluk alarak içimden sakin olmam gerektiğini fısıldarken yavaş adımlar atan ayaklarım hızlanarak Sinan'a doğru ilerledi. Ter içinde kalmış bedeni masa ve duvar arasında kalmıştı. Tıkıldığı yerde duvara yasladığı çıplak sırtı her soluğunda yerinden ayrılıyordu.

Yaralanmış olduğunu sanmıştım. Ancak, onun ayaklarının az ilerisinde duran şırınga tüm sırlı sandığı aralayarak hazinelerini dökmüştü. Sinan gözlerimin önünde kriz geçiriyordu. Bu normal krizden uzak uyuşturucuyla iç içe bağ kuran bir anormallikti.

Yanına yaklaştığımda dizlerimin üzerine oturarak ter damlacık kaplamış yüzüne baktım. Birşeyler yapmam mı gerekiyordu? Hiç birşey bilmiyordum. Ben uzağım. Bu durum bana kilometrelerce uzaktı. Hemde çok uzak.

"Durma,"derken mavi gözleri nerdeyse yalvaracak gibiydi. O soğuk, ürkütücü mavileri nerdeydi peki?
"Ver şunu hadi."

Çıplak göğsü hızlı soluklarıyla inip kalkarken damarları şişmiş koluna kaydı gözlerim. Damarlarını şişirdiği lastik öyle sıkıydı ki, sanki kemiklerini bölüp birbirinden ayıracak gibiydi.

Bu muydu yani? Kolu morluklar içindeydi. Sırf yenisini yapmak için, beni buz gibi donduran mavileri şuan bambaşka duygular içindeydi.

Peki ya ben?

"Ver şunu dedim!"

Bende ilerde böyle mi olacaktım? Tıpkı kendi gibi mi yapacaktı beni? Sırf koluma yeni bir delik açmak için yalvaracak mıydım?
Yalvaran bir Elem...
Çok uzak. Onun gibi olmak istemiyordum ben. Ufak bir zehire yenilmek istemiyordum!

"Elem! Ver şunu!"

İrkilerek gözlerimi kırpıştırırken gözlerimin bulanıklığı görüşümü zorlaştırdı. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Yerinden kalkacak gibi değilken, ona şırıngayı vermesem kriz geçirerek ölecekti.
Verirsem yine aynı şey...

Kurumuş dudaklarımda dilimi gezdirerek kuruluğu giderirken titreyen elime yavaşça şırıngayı aldım. Parmaklarıma bulaşan zehirin ruhumu kirleterek kan revan hâle getirmesine yol açarken elimi kaldırarak şırıngayı Sinan'a doğru uzattım.

KIRIK DÜŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin