Edit: Bağımlılık yapabiliyor, test edildi, onaylandı
Sonunda Londra'ya taşıdığıma inanamıyordum. Burada üniversiteye başlayacaktım, Holmes Chapel'e kıyasla çok muhteşemdi. Eminim kaybolacağım çünkü çok sakarım.
Sadece yaşayacak bir yere ihtiyacım vardı ve mutluyum ki birçok ev arkadaşı ilanları görmüştüm. Umarım uygun, sıkıcı olmayan birisiyle kalırdım. Belki biraz yakışıklı, bunu düşünmemeliyim.
Çok fazla seks yaptım, tabi Holmes Chapel bu günlerde çok yetersizdi ve Londra dişimi geçirebileceğim bir çok gençle doluydu. Ya da penisle.
Postansiyel bir şekilde becerebileceğim bir ev arkadaşı aramamalıydım. Şimdiye kadar sadece tek geceliklerim oldu ve eğer ev arkadaşımı yada ev sahibimi sikersem her şey mahvolur.
~~~~~~~~~
İlk baktığım yer çok küçüktü, ama yine de kibarca etrafa göz gezdirdim. O kadar kaba birisi değilim. Direkt dönüp gitseydim vakitlerini çalmış gibi olurdu. Artı, adam çok yaşlıydı ve bana göre düzücü gibi görünüyordu. Üzgünüm. Ama öyleydi.
İkinci ev çok fazla pahalıydı. Tekrar, alamayacağım şeylere göz gezdirdim. Kız güzeldi, ama sevgilisi olduğunu görebiliyordum. Her konuştuğumda kızardığı halde. İnsanların aldatmalarını sağlamazdım, ayağıma geldikleri halde.
Üçüncü daireye yürürken biraz düşündüm. Burada yaşayan çocuğun adını hatırlamaya çalışıyordum. Lewis? Hayır, eminim bundan daha güzel birşeydi. Sesi telefonda güzel gelmişti, benim gibi kuzeyden.
Numara kaçtı? 302? 303?
Oh 312. Haha. Yaklaşmışım.
Kapıyı çalıp, beklerken telefonumdan doğru numara olup olmadığını kontrol ettim. Kapı açılıp da kafamı kaldırdığında, arkasındaki yaratığı görünce neredeyse telefonumu düşürüyordum. Beni gözlüklerinin arkasındaki muhteşem keskin gözleriyle süzdü.
"Selam" Kalın Yorkshire aksanı dizlerimin bağını çözmüştü. "Sen Harry olmalısın."
Wow.
Kendine bir bak, dağınık kahverengi saçlar, hafif sakallı çene ve sportif kıyafetler tuhaf bir şekilde beni sertleştirmişti. Sikeyim.
"Öyle misin?" gülümsedi. "Yoksa sadece öylesine mi kapımı çaldın?"
Yemin ederim neredeyse kızararak saçımı kulağımın arkasına attım.
"Oh, evet - o benim" dedim salakça. "Yani, ben Harry'im evet. Pembe dudaklarının arasından birkaç beyaz dişini göstererek hafifçe güldü. Neredeyse daha yakından bakmak için yüzünü tutacaktım ama bu tuhaf olurdu değil mi?
"İçeri gelmek ister misin?" dedi gülerek, açıkça tuhaflığımdan zevk alıyordu.
İçine gelmek isterim.
Seni şimdi yere yatırıp becerebilirim. Başımı döndürüyorsun.
"Evet, lütfen" dedim, tekrar saçımı kulağımın arkasına atarak.
Tekrar.
Kenara geçerek içeri geçmeme izin verdi, yanından geçerken derin bir nefes aldım, cidden muhteşem kokuyordu.
Gerçekten mi? Burada yaşayamam. Burada kalırsam yürüyen bir ereksiyon olacağım.
Arkamızdan kapıyı kapattı, bende içeriye bakmaya başladım. Güzeldi, çok büyük değil, çok küçük de değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friends With Benefits
FanfictionÜniversite öğrencisi Harry Styles, tanrı olarak tanımladığı Louis Tomlinson ile aynı eve taşınıyor. Harry açıkça bir Bi, hareket eden herşeyle seks yapıyor, fakat çarşafların arasında tek istediği kişi düz ev arkadaşı Louis. Harry Louis'nin bütün...