Birleşme

15.1K 525 1.6K
                                    

Bonus bir bölüm daha gelecek

Binayı izlerken bunu nasıl Louis'nin sır olarak tutabildiğini düşünüyordum. Kocamandı. Canary Wharf'ta çalışıyordu ve buna inanamıyordum. Küçük bir şirket bile değildi. Canary Wharf'ta çalışmak çok büyük bir şeydi.

Binanın içine girerken kıyafetlerimin tamamen farkındaydım. Gömlek giyiyordum ama resmi değildi. Aslında düğmelerini biraz kapatmıştım ama dar kotum buraya ait olmadığımı belli eder nitelikteydi. Herkes takımlarla ve elbiselerle resmi giyinikti, ayakkabıları parlıyordu ve dosya çantaları taşıyorlardı. Ve Louis tüm bu insanların başındaydı.

Danışmaya yürüdüm, bu halde yöneticiyle konuşmak istemeye utanıyordum. O benimdi, ve yukarı vardığımda nefessiz kalana kadar öpecektim.

Ben. Bütün bu yetişkin çalışanların arasındaki hippi genç gibi görünürken.

"Merhaba," diyerek gülümsedi masanın arkasındaki kadın, gözleri hafifçe üzerimde dolanmıştı. "Yardımcı olabilir miyim?"

"Merhaba" yutkundum. "Louis'yi görmeye gelmiştim?"

Kaşları kalktı, ve beni tekrar süzdü.

"üzgünüm, bugün meşgul." dedi. "Randevunuz var mıydı?"

"Oh, hayır. Ama beni bekliyor"

"Pekala, bir saniye." diye cevap verdi. "İsminiz nedir?"

"Harry."

Telefona ilerleyip kısa bir süre konuştuktan sonra kapattı.

"Lütfen özrümü kabul edin." diye özür diledi tekrar yanıma gelirken. "Kontrol etmem gerekiyordu. İşte kartınız," Boynuma takmam için bir şey verdi, ucunda ziyaretçi yazıyordu. "Asansörü kullanın. En son kat. PIN 42779"

"Teşekkürler," gülümseyerek asansöre yürüdüm. "42779...42779"

Ben içeriye doğru ilerledikçe insanlar bana bakıyordu, ama umurumda değildi. Ben Louis'yi görmeye gelmiştim.

Asansöre girip düğmeye bastığımda kapılar kapandı.

"Lütfen PIN'i giriniz." dedi bir kadın sesi.

4. 2. 7. 7. 9.

Bir anda başka bir kapı açıldığında irkildim ve oraya girdim. Bu ne sikim?

Kapı kapandı ve asansör sonunda yükselmeye başladı.

Louis'nin kendine özel asansörü vardı? Bu harika.

Kapılar açıldığında bütün Londra manzarası ayaklarımın altına serildi ve bu sanırım Louis ile ilgili aklımı başımdan alan en büyük şey buydu. Bu. Lüks. Odanın güzelliği. Onun bunlara sahip oluşu. Louis.

İçeri girerken yavaşça odayı süzüyordum. Bir masa vardı, üzerinde bilgisayar ve kâğıtlar. Hiç kimse yoktu ama çok genişti. Özgür. Olağanüstü.

Pencereye yürüyüp, ufka baktım, Louis her gün burayı görüyordu. Thames nehrini her gün bu kadar yüksekten görüyordu. Burada çalışıyordu.

Friends With BenefitsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin