Midnight Memories

18.7K 481 2.5K
                                    

Son bölümlerdeki rüyalarla ilgili bir açıklama yapayım. Onları Harry rüya olarak görüyor ama yazar sanki biraz da yaşanmış şeyleri görüyor gibi anlatmış yani isterseniz onları önceden yaptıkları ama yazılmayan şeyler gibi okuyabilirsiniz.

Ayrıca bir kitabı daha çevirmeye başladım ismi Bang ve çekici bir konusu var bakmak isterseniz yaniii profilimde

Ayrıca bir kitabı daha çevirmeye başladım ismi Bang ve çekici bir konusu var bakmak isterseniz yaniii profilimde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Salonda elimde kitapla boş boş oturuyordum ama dikkatimi veremiyordum çünkü Louis eve gelmemişti.

Saat 23.54 olmuştu, endişelenmemem gerekiyordu ama endişeleniyordum. Beşte işini bitirip bir süre sonra evde olması gerekiyordu.

Endişem beni sinir ediyordu. Yani Louis bir yetişkindi. Benden büyüktü ve ne yaptığını biliyordu.

Ayrıca sana ait olmadığını da unutmayalım. Üzerinde bir söz hakkın yok.

Kapıyı açmakta zorlanan bir takım sesler duyduğumda kalbim atmayı bıraktı. Ya sarhoş olup birileriyle yattıysa? Bu çekicilikle hiç zorlanmazdı.

Kapı açıldığı anda duvara çarptı daha sonra bir sendeleme ve kapı bu sefer çarparak kapandı.

Bir anda kocasını bekleyen bir ev hanımı gibi hissettim. Ben ne yapıyorum?

"I don't need my love. You can take it, you can take it, take it." Louis'nin sesi geldi, fazlasıyla sarhoş. "I dont need my heart, you can break it, you can break it, break it"

(Sevgime ihtiyacım yok, sen alabilirsin.
Kalbime ihtiyacım yok, onu kırabilirsin)

Normalde olsa bir yabancının önünde şarkı söylemezdi, salonun ışığının hala açık olduğunu fark ederek buraya yöneldi.

"Just can't get too much of you baby" gülümseyerek beni görünce kollarını açtı. "It's never, its never enough"

(Sana doyamıyorum bebeğim. Asla asla yetmiyor)

Gülümsedim.

"Never enough!" diye bağırarak kulaklarımı mahvetti.

Saçları darmadağınık, gözleri alkolden buğulanmıştı sarhoşken ki özgüvenli hali çok hoşuma gidiyordu. Ayrıca tam dik durduğunda ne kadar uzun olduğu beni şaşırmıştı.

"Selam güzellik" yan yan sırıttı.

Sanırım öldüm. Ne?

"Oh - bana mı diyorsun? Yani şey - selam" kızardım. Kızardım? Şu anda sarhoş. Sakinleş.

"Evet, sana diyorum," kıkırdadı. Louis kıkırdıyor? "Burada senden başka güzellik mi var?"

Evet, sen.

Friends With BenefitsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin