Dolunay

22.1K 557 4.5K
                                    

Selam, bu bittikten sonra çevirmem için düzgün, böyle aynı kelimelerin cümlelerin tekrar edilmediği (hepinizin sert gelişlerden bıktığını biliyorum) hikaye önerirseniz çok güzel olur.

Artık sürekli tekrar edilen betimlemeleri falan çevirmiyorum çok yayvanlaşıyor iyice sinir oldum. Her neyse.

İçerden bir şarkı sesi geliyordu. Louis televizyonu açık mı bırakmıştı? Güzeldi, ama çok yüksek sesliydi.

Üzerimde sadece bokserler varken kapatmak için odadan çıktım. Şarkıyı söyleyenin kucağında laptopla Louis olduğunu fark edince donup kalmıştım.

Beni fark edince irkilerek hemen durdu, yakalandığı için utanmış gibiydi. Sızlanarak kızardı.

''O sen miydin?'' kaşlarım çatılmıştı.

Yanakları kızarırken boynununu esnetti.

''Evet, özür dilerim.''

''Neden özür diliyorsun?'' Kafam karışmıştı. ''Gerçekten iyisin''

Mavi gözleri ekrana geri döndü.

''Sorun değil'' beni görmezden gelmeye çalışarak kendini işine veriyormuş gibi yaptı. ''Kibar olmak zorunda değilsin. Sessiz olurum.''

Kaşlarımı çattım.

''Louis, buraya geldim çünkü müzik kanalını açık bıraktığını sandım.'' diyerek kendi kendinden nefret etmesini engellemeye çalıştım. ''Gerçekten iyi olduğunu düşünüyorum.''

Yukarı doğru bana baktı.

''Gerçekten mi?'' diye sordu, gözlükleriyle oynayarak. Çok tatlı görünüyordu. Gülümsedim.

''Kesinlikle'' diye cevapladım. ''Kimin şarkısıydı?'

Laptobunu kucağından kaldırdı.

''Bana gülme ama, One Direction.''

Erkek grubu? Bunu tahmin etmemiştim.

Pekala bu çok tatlıydı.

Kendim engel olamadan yüzümde bir sırıtma büyümeye başladı.

''Hey," işaret parmağını bana tehdit edercesine uzatıyordu ama o gözlükleriyle hiç korkunç gözükmüyordu. ''Seni öldürmemi mi istiyorsun?''

''One Direction?'' kaçmaya hazılanmak üzere kapıya yürüdüm. ''Gerçekten mi? Louis Tomlinson erkek gruplarından mı hoşlanıyor? Daha fazla gay olabilir miydin acaba?''

Gözleri intikam ateşiyle parladı. Bana bakış şekliyle alt taraflarımı hareketlenmeye sebep oluyordu.

''Senin için neyin iyi olduğunu biliyorsan Harry, sesini kesersin.'' derken paramkları sinirle koltuğun kolunu sıkıyordu. Sırıttım.

''Diğer kızlar gibi fangirllik de yapıyor musun bari?''

Yerinden fırladığından çığlık atarak odama koştum. Arkamdan geldiğini duyabiliyordum ama beni yakalayamadan odama girip güzel yüzüne gülerek kapıyı kapattım.

Gölgesini kapının altından görebiliyordum. Nefes alıp verişini duyabiliyordum ama koştuğu halde nefes amakta zorlanmıyordu. Oynadığı futbol ve fazlaca yaptığımı seks seansları onu fazlasıyla güçlendirmişti.

''Kapıyı aç, Harry'' emir vererek kapıyı açmaya çalıştı. Kapıya yaslandım. Ben ondan daha güçlüydüm.

''Kızlar giremez, üzgünüm'' diye cevap verdiğimde avucunun içiyle kapıya vırdu.

Friends With BenefitsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin