Arslan'dan...
Begüm'e inat girdiğim odada bir sağa bir sola yürürken yanımdaki kadın da beni izliyordu ciddiyetle. Anlam veremediğim için kaşlarımı çattım. "Seni becermemi bekliyorsan hayal kırıklığına uğrayacaksın. Birazdan çıkıp gidicem sabret biraz..."
Kadın omuz silkerek yanıma geldi. "Aşık bir adamla sevişmeyi ben de istemem zaten."
Daha da çatılan kaşlarımla sordum. "Aşık olduğumu nerden anladın?"
Güldü. "Başkasının gözlerinin içine bakarak beni öpüyorsun sonra da odaya getirip dokunmuyorsun...Ama güzel kızmış. Niye sinirlendirdi seni?"
Öfkeyle bağırdım. "Sanane!"
Ve çıktım odadan. Sonra Begüm'ü gördüm. Bana ilk başlardaki öfkesinin içinde bile görmediğim bir ifadeyle bakıyordu...Midesini bulandıran bir böcekmişim gibi...
Yanıma geldi gözlerinde tek bir duygu kırıntısı barındırmadan. "Dün sabahki kadar kısa sürdü bakıyorum. Yaşlanıyor musun Demirhan? Çalışmıyor mu hormonların eskisi gibi?"
Söylediği şeyle öfkelendim. "İstersen deneyelim!
Kahkaha atmaya başlayınca şaşırdım. Komik olan neydi?. "Sen artık bana dokunamayacak kadar kirlisin Demirhan. Bizim kanımız var ellerinde. İkimizin kanı...Herşeye rağmen kollarına atılmayı bekleyen son umudumu da az önce öldürdün. Mutlu musun?"
Benim de canımın yandığını belli etmedim. "Sen istedin böyle olmasını!"
Alayla kıvrılan dudaklarının aksine gözlerinde acı vardı bu kez. "Sana daha önce demiştim ya Demirhan...Sen aşık olursan bu duygu geçince döner arkanı çeker gidersin ama ben o lanet duyguyu hissedersem benden tek kurtuluşun ölüm olur diye...Hani başka birine bakarsan gözlerini oyarım beni aldatırsan aletini keser atarım demiştim ya..."
Sonunu nereye bağlayacağını bekledim merakla. "İşte ben ondan vazgeçtim Arslan. Çünkü sen benim aşkım için çok basit kalmışsın...Canını yakmak isteyecek kadar bile sen bırakmadın içimde."
Aşk mı demişti o? Dudaklarım alayla kıvrıldı. "Aşk? Sen ne anlarsın ki aşktan? Aylardır beni sevmeni beklerken sen sadece tersledin lan beni! Şimdi senin aşkın benimkinden büyük mü oldu? Hangi aşk Begüm!! Var mıydı öyle bir aşk!"
Gözlerini gözlerimden çekmedi. "Ben sana hiç "sana aşığım" demedim haklısın. Ama ben sana sen benimsin dedim! Ben de sana aidim dedim! Lan ben sana etrafımızdaki pisliklerden kurtulunca çocuğunu doğurabileceğimi söyledim gerizekalı! Bunun benim için ne kadar zor bir karar olduğunu anlamış mıydın hiç? Sadece senin için kabul ettiğimi farketmiş miydin? Herşeyden önemlisi yıllar sonra ilk kez sana döktüm içimi. Senin yanında akıttım göz yaşlarımı! Ve ben...Ben var ya Arslan Demirhan...Onca hakaretine rağmen affet diye yanında kaldım! Peki sen ne yaptın? Beni bir orospu gibi becerip arkanı dönüp gittin! Yine de geldim lan! Burdayım bak!! Sen o kızı öperken de burdaydım! O odaya gidip o kızı becerirken de burdaydım! Son kez...Ama artık gidiyorum Demirhan. İstediğin kadar kadını becer...Her gece harem kur kendine...Bundan sonra umrumda bile değilsin!"
Tükürürcesine yüzüme söylediği sözlerden sonra çıkıp gitti. Öylece kalmıştım.
Az önceki kadının sesini duydum. "Anlatmak ister misin?"
Reddettim. Ne anlatacaktım ki zaten. "Gerek yok."
Israr etti. "Bence bir kadın fikri almalısın. Aana epey kırgın gibiydi."
Şüpheyle baktım. "Seninle konuşmam ne işime yarayacak?"
Omuz silkti. "Bir kadını en iyi başka bir kadın anlar. Onun ne hissettiğini tercüme edebilirim herşeyi anlatırsan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Sokak Kızıyım -TAMAMLANDI-
Tiểu Thuyết ChungBoğuk çıkan sesimle kulağına fısıldadım "Sen benimsin Karaman!Sadece benim!" Bir anda doğrulup boğazıma yapışmasıyla ufak bir şok geçirirken ne bok yedim yine diye düşünmekle meşguldüm! Beni duvara yapıştırdığında itiraz etmedim.Ne yaptığımı merak e...