57.bölüm

14.8K 807 612
                                    

Begüm'den...

Hayatım saçma bir hal almaya başladı. Arslan hayatıma girdiği an yavaş yavaş değişmeye başlayan her şey son günlerde yokuş aşağı yuvarlanıyormuş gibi bir hızla kontrolümden çıkmıştı. İyi miydi olanlar kötü mü? Henüz anlamlandıramıyordum. Aileme tüm hayatımı baştan sona anlatmıştım evet...Ona rağmen kabul de etmişlerdi beni. Ama bir gün beni o halde görmek zorunda kaldıklarında da aynı şeyi hissedecekler miydi?

Anneme ilk kez anne demiştim...İlk kez o kelime dudaklarımdan çıkınca kendimi hem rahatlamış hem de sınırlanmış hissetmiştim. Artık sadece 4 kişi değildi benim ailem. Daha da büyümüştü. Bu da beni korkutuyordu.

Ahmet abi, Alp, İnci ve tabi ki Arslan...Şimdi de anne, baba, Aylin hala, Harun enişte, Kübra teyze, Koray enişte, Serkan dayı ve kuzenler İ İrem, Görkem ve Gamze...Ha bir de henüz tanışmadığım diğer kuzenim Çağatay...O da Amerika'ya dil eğitimine gitmiş ve haftaya dönecekmiş. Birden ne kadar da kalabalıklaştı etrafım. Uyum sağlamak çok zor geliyor bazen.

Bir yandan onların yanında daha normal davranmak istiyordum. Sevilmek istiyordum onlar tarafından. Ama sonra mantığım devreye girip; 'Seni seven sen olduğun için sevsin. Arslan gibi...' diyordu.

Arslan gibi...

Ne güzel seviyordu benim aşık olduğum adam...Nasıl da sevdiriyordu kendini...

Tek kusuru vardı...Fazla kıskançtı...

Şimdi ne mi yapıyoruz? Ufak bir plan sonucu Metin denen şerefsizle irtibata geçmem, onu en beklemediği anda aynı onun Aydan'a yaptığı gibi zayıflığından faydalanmam üzerine başlattığımız oyunun startını vermek için bekliyorduk. Arslan yine barut gibiydi. Öfkeli ve kontrolsüz. Sonunda dayanamadı. "Sen niye her belaya balıklama atlıyorsun kızım! Bir kere çekil kenara da biz halledelim bildiğimiz gibi!"

"Apar topar depoya kaldırıp sonra işkence edip tekrar serbest bırakırsak tadı çıkmaz ki sevgilim. Azcık oyun oynasak fena mı olur?"

"Evet fena olur!"

Vedat arkadan kafasını ortamıza uzattı. "Kavga etmeye devam edecekseniz ben gidip direk dalıcam!"

Arslan'la aynı anda Vedat'a çıkıştık. "Otur yerine!"

Vedat homurdandı. "Anca bana harlayın siz zaten. Birbirinize kıyıp laf söyleyemiyorsunuz olan bana oluyor anasını satayım."

Güldüm dediğine. "Sen bizim stres topumuzsun tatlım. Alış buna..."

"Top mop ayıp oluyor ama yenge. O kategoriye ilerdeki lavuğu ve arkadaşlarını katman lazım beni değil."

Haklıydı...O piçlerin hepsini itinayla yumuşatmaya söz vermiştim. Bir kadına yapılabilecek tüm kötülükleri acımasızca gerçekleştiren o 5 şerefsize Aydan'a yaşattıklarını aynı şekilde yaşatmak istiyordum. Aydan'ın da görmesini istedim ama buna karar verecek olan kişiler Vedat ve Cenk'ti...Birazdan Cenk de katılacaktı ekibe Vedat'ın söylediğine göre. Nedense bu durum Arslan'ı rahatsız etmişti. Sebebini nasılsa bir şekilde çözeceğimi bildiğim için üstünde durmadım.

Yaklaşık on dakika sonra da geldi zaten. Arka koltuğa Vedat'ın yanına bindi. "Selam..."

"Hoşgeldin Cenk."

Arslan bir şey demeyince ben döndüm arkamı. "Selam Cenk. Naber?"

Gülümsedi. "Selam Begüm. Aslında pek iyi sayılmam. Durumları öğrenmişsin."

Başımı aşağı yukarı salladım. "Keşke daha önce haberim olsaydı. Bu kadar süre ellerini kollarını sallayarak dolaşmazlardı."

"Şu an bile Aydan'ın vereceği tepkiden korkuyorum açıkçası. Anlatmasa mıydım diye içim içimi yiyor. Ama diğer yandan da onlara hakettikleri cezayı vereceğini bilmek rahatlatıyor. Sağol Begüm..."

Ben Sokak Kızıyım -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin