Medya: Arslan Demirhan
Arslan'dan...
Kollarımda hareketsiz yatan Begüm'e odaklanmıştım. Etrafta olan biten umrumda değildi o an. Orhan geldi yanıma.
"Abi! Acil gitmemiz lazım. Kan kaybediyor!"
Kan kaybediyor...İşte bu laf kendime getirmişti beni. Anında kucakladığım Begüm'ü arabaya götürdüm. Orhan arka kapıyı açınca yatırdım dikkatlice. Sırtındaki yaradan dolayı yan yatırmaya dikkat ettim. Ardından diğer kapıdan girip kafasını dizlerimin üstüne aldım. O sırada Orhan da çoktan şöför koltuğuna oturmuş, benim binmemle beraber gaza basmıştı.
"Abi arkada bir havlu olacaktı. Yarasına bastır..."
Hemen gözüm havluyu aradı. Görür görmez de alıp yaraya bastırdım.
"Nefes alıyor mu abi? Yaşıyor değil mi?"
Ben sert şekilde bakınca kendi işiyle ilgilenmeye çalışsa da dikiz aynasından bize bakıyordu. Telaşlıydı. Yüzünde bariz bir acı vardı. Ve bu sinirlerimi daha da bozmaktan başka bir boka yaramıyordu.
İki parmağımı boynuna hafif bastırarak nabzını ölçtüm. Zayıftı nabzı. Bu beni daha da telaşlandırırken Orhan'a bağırdım.
"Daha hızlı sür şu lanet arabayı!!"
Şuan trafik polisi çevirse onu bile gebertebilirdim. Acilen Vedat'a gitmeliydim. Çünkü yarasına bastırdığım havlu bile Begüm'ün kanıyla renk değiştirmişti.
Orhan kırmızı ışıklara aldırmayıp dörtlüleri yakarak ilerlerken bir yandan arayıp Vedat'a durumu bildirdi. O sırada Begüm gözlerini araladı.
"Begüm...Güzelim yetişicez. Sık dişini tamam mı?"
Gözleri donuktu. Gözlerinde alevler olan kızın gözleri şimdi çok boştu. Önce tavanda gezinen gözleri gözlerimi bulduğunda nefesimi tuttum.
"Ben...S-sürtük...değilim...Demirhan..."
Zorlanarak söyledikleriyle beynimden vurulmuşa döndüm. Canıyla uğraşırken bile ona söylediğim saçma sözleri düşünüyordu. Haketmediği sözleri...Aslında gerçekten öyle olmadığını bildiğim, sadece öfkeyle saçmaladığım sözleri...Demek ki sandığımdan daha çok kırmıştım onu.
"Biliyorum bebeğim...Biliyorum...Özür dilerim Begüm. Ben hiç bir zaman öyle olduğunu düşünmedim. Lütfen bana kızıp gitme...Bırakma beni...Bak koskoca Arslan Demirhan yalvarıyor."
Gözleri yeniden kapanmaya başlayınca sarstım. "Hayır...Hayır kapatma gözünü Begüm! Sakın kapatma! Bak geldik güzelim dayan!"
Orhan'a dönüp tekrar bağırdım. "Daha gelmedik mi Orhan! Siktiğimin evi neden bu kadar uzak!"
"Geldik abi...Beş dakika..."
Dahası mümkünmüş gibi biraz daha hızlandı. Ve dediği gibi beş dakika içinde Vedat'ın villasındaydık. Kapıda bizi bekliyordu.
Araba durur durmaz kucakladığım gibi Vedat'ın yanına koştum. Alt kattaki ameliyathaneye giderken bir yandan durumu anlattım.
"Çok kan kaybetti Vedat. 3 el silah sesi duydum. Kaç tanesi isabet etti bilmiyorum...Yolda bir ara gözlerini araladı. Bir iki kelime söyleyip tekrar bilincini kaybetti. Nabzı zayıf...Kurtar onu Vedat...Gitmesine izin verme."
Vedat başını anlayışla salladı. Sonra ameliyathane olarak ayarladığı odaya girdiğimizde bana döndü. "Sen dışarda bekle Arslan..."
"Hayır! Burda olmam gerek. Sen yap işini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Sokak Kızıyım -TAMAMLANDI-
Ficción GeneralBoğuk çıkan sesimle kulağına fısıldadım "Sen benimsin Karaman!Sadece benim!" Bir anda doğrulup boğazıma yapışmasıyla ufak bir şok geçirirken ne bok yedim yine diye düşünmekle meşguldüm! Beni duvara yapıştırdığında itiraz etmedim.Ne yaptığımı merak e...