64.bölüm

11.7K 801 601
                                    

Begüm'den...

Kafama giren şiddetli ağrı ile gözlerimi açmak istedim. Ama açamadım...Bedenim uyuşmuş gibiydi. Uğultular gelince kulağıma hareketsiz kalmaya karar verdim.

-Abi kız birazdan kendine gelir. Ne yapalım?

-Görüntülü ara şu piçi. Baygın nişanlısıyla son görüntümüze bir baksın.

-Tamam abi...

Bir süre sessizlikten sonra hoparlöre alınan telefondan Arslan'ın sesini duydum.

"Ulan şerefsiz! Gücün hafızasını kaybetmiş bir kadına mı yetiyor! Begüm Karamanı tehlikeli halinde kaçırmayı götün yemedi değil mi!!!"

-Kes sesini de beni dinle. Nişanlın birazdan kendine gelir...Ve o kendine geldiğinde sen canlı canlı izlerken ben onun kellesini bedeninden ayıracağım. Yıllarca kendi oğlumdan daha çok istedim benim işlerimin başına geçmeni! Çünkü güçlüydün! Korkusuz ve zekiydin! Ama sen gittin Selim Poyraz denen herifin yardakçısı oldun!

"Derdin benimleyse, bırak Begüm'ü beni al!"

-Olmaz...Ben bir taşla çok kuş vurmayı hedefliyorum sevgili oğlum. Mustafa karaman acı çekecek...Bana bulaştığına pişman olacak! Sonra sen...Benim yanımdan ayrıldığın için pişman olacaksın! Ve o Selim Poyraz...Nam-ı diğer Selim Demirhan!! Veliahtı gözlerinin önünde çökerken izleyecek sadece. Daha doğrusu oğlunu!

Kısa bir sessizlikten sonra devam etti. "Bilmediğimi mi sanıyordunuz lan! Her yediğiniz halttan haberim var!!"

O sırada başka bir ses duyuldu. "Bırak kızı Burhan. Geçmişin hesabını benimle kapat. Tüm öfkenin sebebi aşık olduğun kadının bana aşık olarak ölmesi değil mi?? Ne Mustafa Karaman, ne Arslan, ne de Begüm...Senin en büyük düşmanın benim!"

-Hepinizi etkileyen tek şey elimdeki sevgili gelinin Begüm. Bence bu konuda pazarlık yapmayalım. Begüm'ü öldürdüğümde hepiniz yıkılacaksınız. Hepiniz!!

Bir an geçmiş gözlerimin önünde belirmeye başladı...O karanlık yurt bodrumu...O herifin üzerimdeki hakimiyeti...Ya kurtulamasaydım? Tecavüz eden pislikleri belki defalarca tacize uğramamış olsam bu kadar öfkeyle cezalandırmazdım. Tabi ki büyük bir öfke beslerdim ama kendime yapılanların öfkesini de yüklüyordum şimdi her bir tecavüzcü piçin işkencesine...

O gün doğum günümdü benim...Daha doğrusu kimliğime yazılan tarih o gündü. İnci bana okuldan gelirken kek almış, minik de bir mum dikmişti tepesine. Dilek dilemiştim o gün...Mutlu olmak istemiştim sadece. Ne para, ne başarı, ne aşk, ne aile...Sadece mutluluk dileyecek kadar masumdum.

Ama o herif...Yine sudan bir sebeple karanlık bodruma hapsetmişti beni. Karşıma geçmiş pis pis sırıtarak; "Küçük hanımın doğum günü müymüş bu gün? İyi o zaman...Sana güzel bir doğum günü hediyesi vereyim ben. Asla unutamayacağın bir hediye." demişti. Ardından ben daha ne olduğunu anlamadan adamı üzerimde bulmuştum. Bırak diye yalvarmama rağmen bırakmamıştı. O gün nefret ettim doğum günlerinden...O gün mutluluk dileğimden de vazgeçtim. Bir hakkım varsa onda da bu herif gebersin dedim o an içimden. Ve öldü...Yıllarca her gittiğim yere peşimden gelip bana yapılanlara sessiz kalan adam, bu kez beni kurtarmıştı. Ve o günden sonra sustum...O olayı kendim bile unutacaktım...Bazı geceler hala kabusuma girmeseydi eğer...

İnci bile bilmiyordu olanları. O günden sonra aniden sessizleşmem, dalıp gitmem ve en ufak bir şeyde korkuyla yerimden sıçramam herkesin dikkatini çekmişti ama tek kelime alamamışlardı ağzımdan. Sonra zaten kurtarıcımın yardımıyla kaçtık yurttan.

Ben Sokak Kızıyım -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin