Adam dedi:Sen Neredesin?
Kız dedi: Ben uzun zamandır buradayım.Kısa bir yolculuktan sonra şehre varmışlardı.Şehir aynı bir harabeye benziyordu.
Fakirlik,yokluk sokakların tek hakimi gibiydi.
Yolcu ve kadı kızının kalacak bir yer bulması gerekiyordu.
O an yolcunun aklına askerin verdiği not geldi.Notta kendilerine yardım edebilecek bir işletmecinin adı yazıyordu.
Şehirde rastladıkları bir kaç kişiye bu adı sordular.Nihayet bu kişiyi tanıyan birini buldular.
Aradıkları adam şehrin biraz daha ucunda han işleten biri idi.İkili hana doğru yola koyuldular.Hana varır varmaz bir oda kiraladılar ve han sahibine kendilerini tanıtıp, ne kadar yardım edebileceğini sordular.
Han sahibi "kentin hali ortada,kadı maalesef hüküm sağlayamıyor.Çünkü şehir eşkiyalarla dolmuş ve şehrin zenginleri bu haydutları destekliyor" dedi.
Yolcu " ben Şehre ineyim" dedi.Hancıya kadı kızını göstererek " buda benim yardımcım,kendisi çok yoruldu.Oda hazırsa dinlensin " dedi.
Kadı kızı gözüyle işaret ederek " bende gelseydim efendim " dedi.
Yolcu" sen dinlen ,hem çok uzun sürmeyecek" dedi ve gitti.Yolcu şehirde dolaşırken fakirlere aş dağıtan bir yerin önünde geçerken önünü bir adam kesti.
" Yemez misin efendi" dedi adam.
Yolcu" hayır aç değilim" deyince adam sorular sormaya başladı.Nerdensiniz, nereye gidiyorsunuz,kimsiniz soru üstüne soru sordu.
Yolcu daha fazla dikkat çekmemek için " aslında açım " dedi.
Adamın nedensiz gözleri parlamıştı" tabi efendim" dedi.Bir kabda bulunan yemekten yanında getirdiği heybesinden çıkardığı bir kaba bol bol koydu.
Yolcu yemeği aldı ve oradan uzaklaştı.
Nedense bu adamı gözü pek tutmamıştı.
Yemeği kokladı,biraz aldı tadına baktı.
Ama yemek normaldi.
Daha sonra hanın yolunu tuttu.
Hana geldiğinde direk odaya geçti.
Fakat kadı kızı yoktu.Hemen hancının yanına gelerek " yardımcım nerde" diye sordu.Hancı güldü" siz genç efendiyi soruyorsunuz,kendisinin canı sıkılmış, yemek yapmak istedi.Şimdi hanın mutfağında" dedi.Yolcu hızla mutfağa gitti.Kadı kızının yemek yaptığını görünce yanına gitti ve " insanların dikkatini çekmemelisiniz genç efendi" dedi, biraz alaycı bir konuşmayla,birazda alaycı bir tavırla kadı kızına yaklaşınca, kadı kızı korkmuş gözlerle yolcuya baktı.
Yolcu ne olduğunu anlamadı .Kadı kızına " seni korkutmak istememiştim, çok mu dalmıştın?" dedi.
Kadı kızı" hayır onunla alakası yok, senin üstünden gelen bu koku" dedi ürkmüş gözlerle.
Yolcu " koku derken! Ha sen bu yemeğin kokusunu aldın galiba,aslında o kadarda kokulu bir yemek değil. Ne oldu ki" dedi.
Kadı kızı " zehir " dedi " zehir kokuyor".
Yolcu" yemeği yedim,zehirli falan değil" dedi.
Kadı kızı yemeği bir kez koklayıp tabaktan döktü.Sonra tabağı kokladı.Yolcuya dönerek " sen elini tabağa değdirdikten sonra elini ağzına hiç götürdün mü" diye sordu.
Yolcu tedirgin bir şekilde tam evet diyecekti ki birden nefesi kesildi ve oracığa yıkıldı.
Kadı kızı hemen yardım istedi.
" Bana birisi hemen su getirsin" diye bağırdı.
Yolcuyu kusturmaya çalıştı ve ağzını ,elini ,yüzünü iyice yıkadı.Sonra "buralarda aktar falan var mı? "diye sordu.
Hancı " evet hekim beyin bir aktarı var" diye cevap verdi.Kadı kızı " hekim derken" " evet" dedi hancı" o bize yardım edebilir genç efendi" dedi.
Kadı kızı hancıya" o zaman acele et " dedi.
Yolcu baygın bir şekilde yatıyordu.
Hekim hemen hana çağrıldı.Kadı kızı hekim de bir gariplik sezmişti.Hekim gelir gelmez teşhis koymuştu.Nasıl bu kadar çabuk doğru teşhiste buluna bilmişti.
Fakat kadı kızının bunları düşünmeye fazla zamanı yoktu.
Çünkü şuan yolundaki taşlar birer birer ayakları altında kayıyordu.
Yolunun sağlam taşları...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADI KIZI ve YOLCU
Historical FictionAdam :Bu kadar kusursuzluk ancak kadı kızında olurdu Kız :Bu dünya bir Han ise o yolcunun ta kendisiydi Asla Arkana Bakma Güvenmek sadece laf ile olmaz.Üstelik hayatında hiç tanımadığın birine. Onların ki sonu ölüm bi...